TNT Forum Ana Sayfa
****DİKKAT****

*Forum Konularını görmeniz engellendi ya da Üye değilsiniz.*

Çok Değişik bir forum sizi bekliyor.Vakit kaybetmeden üye ol

Konulara ve incelemek için ÜYE OLUNUZ
TNT Forum Ana Sayfa
****DİKKAT****

*Forum Konularını görmeniz engellendi ya da Üye değilsiniz.*

Çok Değişik bir forum sizi bekliyor.Vakit kaybetmeden üye ol

Konulara ve incelemek için ÜYE OLUNUZ
TNT Forum Ana Sayfa
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

TNT Forum Ana Sayfa

her türlü-bilgi müzik paylaşımları
 
AnasayfaGaleriAramaLatest imagesKayıt OlGiriş yap
Arama
 
 

Sonuç :
 
Rechercher çıkıntı araştırma
En son konular
» Misafirler Bu konu başlıklarını Görüntüleyemez!!! Üye olduklarında açılıcaktır..
Kuranın Mucizeleri Icon_minitimePaz Tem. 25, 2010 2:39 pm tarafından Admin

» Misafirler Bu konu başlıklarını Görüntüleyemez!!! Üye olduklarında açılıcaktır..
Kuranın Mucizeleri Icon_minitimePerş. Tem. 22, 2010 11:50 pm tarafından Admin

» Tuttu-Tutmadı Oyunu
Kuranın Mucizeleri Icon_minitimeÇarş. Nis. 21, 2010 7:55 pm tarafından Admin

» MSN nick bulamadım gel burda var
Kuranın Mucizeleri Icon_minitimeCuma Tem. 03, 2009 10:00 pm tarafından mavilimww

» Nasıl buldun Forumuzu ?
Kuranın Mucizeleri Icon_minitimePtsi Haz. 29, 2009 3:14 am tarafından Admin

» Yeni Üye Olanların Uyması Gereken Kurallar
Kuranın Mucizeleri Icon_minitimePtsi Haz. 29, 2009 3:04 am tarafından Admin

» Yeşil Çamdan Kareler
Kuranın Mucizeleri Icon_minitimeCuma Haz. 19, 2009 6:47 pm tarafından Admin

» Forum isim önerileri
Kuranın Mucizeleri Icon_minitimePerş. Haz. 18, 2009 4:47 pm tarafından İclaL.EcriN

» KİŞİLİK
Kuranın Mucizeleri Icon_minitimePerş. Haz. 18, 2009 4:07 pm tarafından İclaL.EcriN

Tarıyıcı
 Kapı
 Indeks
 Üye Listesi
 Profil
 SSS
 Arama
Dost Siteler
www.dj-tnt.tr.gg
www.sellcenter.tr.gg
www.sellcenter.com
www.sellcenter2.com


Ortaklar
bedava forum

brothersoft.com



 

 Kuranın Mucizeleri

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Admin
Admin
Admin
Admin


Erkek Mesaj Sayısı : 309
Yaş : 38
Nerden : eskişehir
İş/Hobiler : müzik
Lakap : DJ_TNT
Rep Puanı : 240368
Kayıt tarihi : 13/11/08

Kuranın Mucizeleri Empty
MesajKonu: Kuranın Mucizeleri   Kuranın Mucizeleri Icon_minitimePaz Haz. 14, 2009 1:53 am

EVRENİN VAROLUŞU

Kuran-ı Kerim'de evrenin ortaya çıkışı şöyle açıklanır:


“O gökleri ve yeri yoktan var edendir...„ (En'am Suresi, 101)


Kuran'da verilen bu bilgi, çağdaş bilimin bulgularıyla tam bir uyum
içindedir. Bugün astrofiziğin ulaştığı kesin sonuç, tüm evrenin madde
ve zaman boyutlarıyla birlikte, bir sıfır anında, büyük bir patlamayla
var olduğudur. "Büyük Patlama", orijinal adıyla "Big Bang" teorisi, tüm
evrenin yaklaşık 15 milyar yıl önce tek bir noktanın patlamasıyla
yokluktan meydana geldiğini kanıtlamıştır. Büyük Patlama teorisi bugün
evrenin varoluşu ve başlangıcı konusunda bütün bilim çevreleri
tarafından ortak kabul gören yegane bilimsel açıklamadır.


Big Bang'den önce madde diye bir şey yoktur. Maddenin, enerjinin, hatta
zamanın dahi bulunmadığı, tamamen metafizik olarak tanımlanabilecek bir
yokluk ortamında madde, enerji ve zaman yaratılmıştır. Modern fiziğin
ortaya koyduğu bu büyük gerçek, Kuran'da bize 1400 yıl önceden haber
verilmektedir.







Koyu kahverengi bölgeler arka plan radyasyonunu göstermektedir. Açık
kahverengi bölgeler soğuktur. Açık pembe bölgeler sıcaktır. Koyu pembe
bölgeler en sıcak yerleri belirtmektedir.


NASA'nın 1992'de gönderdiği Cobe uydusunun hassas tarayıcıları Big
Bang'den sonra tüm evrene yayıldığı varsayılan radyasyonun
kalıntılarını buldu. Bu buluş evrenin yoktan var edildiği gerçeğinin
bilimsel bir açıklaması olan Big Bang teorisinin






EVRENİN GENİŞLEMESİ



Astronomi biliminin henüz gelişmemiş olduğu bir dönemde, 14 asır önce
indirilen Kuran-ı Kerim'de evrenin genişlediğinden şöyle bahsedilir:


“Biz göğü 'büyük bir kudretle' bina ettik ve şüphesiz Biz (onu)
genişleticiyiz.„ (Zariyat Suresi, 47)Ayette geçen "gök" kelimesi
Kuran'ın pek çok yerinde uzay ve evren anlamında kullanılır. Burada da
bu anlamda kullanılmıştır. Yani Kuran'da, evrenin genişleyici olduğu
bildirilmiştir. Bilimin bugün varmış olduğu sonuç da Kuran'da
bildirilenle aynıdır.




Yüzyılımızın başlarına dek bilim dünyasında hakim olan tek görüş,
"evrenin durağan bir yapıya sahip olduğu ve sonsuzdan beri süregeldiği"
şeklindeydi. Ancak, günümüz teknolojisi sayesinde gerçekleştirilen
araştırma, gözlem ve hesaplamalar evrenin bir başlangıcı olduğunu ve
sürekli olarak "genişlediğini" ortaya koydu.


Rus fizikçi Alexander Friedmann ve Belçikalı evren bilimci Georges
Lemaitre, bu yüzyılın başlarında evrenin sürekli hareket halinde
olduğunu ve genişlediğini teorik olarak hesapladılar. Bu gerçek, 1929
yılında gözlemsel olarak da ispatlandı. Amerikalı astronom Edwin Hubble
kullandığı dev teleskopla gökyüzünü incelerken yıldızların ve
galaksilerin sürekli olarak birbirlerinden uzaklaştıklarını keşfetti.
Herşeyin sürekli olarak birbirinden uzaklaştığı bir evren ise, sürekli
"genişleyen" bir evren anlamına gelmekteydi. Evrenin genişlemekte
olduğu, ilerleyen yıllardaki gözlemlerle de kesinlik kazandı. Ancak bu
gerçek, henüz hiçbir insan tarafından bilinmezken, Kuran'da asırlar
önce açıklanmıştı. Çünkü Kuran, tüm evrenin yaratıcısı ve hakimi olan
Allah'ın sözüdür.



Evren ilk patlamadan bu yana her an büyük bir süratle genişlemektedir.
Bilim adamları genişleyen evreni şişen bir balonun yüzeyine
benzetmektedirler.






GÖKLERLE YERİN BİRBİRİNDEN AYRILMASI



Göklerin yaratılışı konusundan bahseden bir başka ayet ise şöyledir:


“O inkar edenler görmüyorlar mı ki, (başlangıçta) göklerle yer,


birbiriyle bitişik iken, Biz onları ayırdık ve her canlı şeyi


sudan yarattık. Yine de onlar inanmayacaklar mı?„


(Enbiya Suresi, 30)



Yukarıda temsili Big Bang resmi görülmektedir. Allah'ın evreni yoktan
var ettiğini bir kez daha ortaya koyan Big Bang, bilimsel delillerle
ispatlanan bir teoridir. Bazı bilim adamları Big Bang'e alternatifler
üretmeye çalışılmışlar, ancak elde edilen deliller Big Bang'in bilim
dünyasında kesin bir kabul görmesiyle sonuçlanmıştır. Ayetin
"birbiriyle bitişik" olarak tercüme edilen "ratk" kelimesi, Arapça
sözlüklerde "birbiriyle içiçe, ayrılmaz durumda, kaynaşmış" anlamlarına
gelir. Yani tam bir bütün oluşturan iki maddeyi tanımlamak için bu
kelime kullanılır. Ayette geçen "ayırdık" ifadesi ise Arapça "fatk"
fiilidir ki, bu fiil "ratk" halindeki bir nesneyi yarıp, parçalayıp
dışarı çıkması anlamına gelir. Örneğin tohumun filizlenerek topraktan
dışarı çıkması Arapça'da bu fiille ifade edilir. Şimdi ayete tekrar
bakalım. Ayette göklerle yerin birbiriyle bitişik yani "ratk" durumunda
olduğu bir durumdan bahsediliyor. Ardından bu ikisi "fatk" fiili ile
ayrılıyorlar. Yani biri diğerini yararak dışarı çıkıyor. Gerçekten de
Big Bang'in ilk anını hatırladığımızda, tek bir noktanın evrenin tüm
maddesini içerdiğini görüyoruz. Yani herşey, hatta henüz yaratılmamış
olan "gökler ve yer" bile bu noktanın içinde, "ratk" halindeler.
Ardından bu nokta şiddetle patlıyor ve bu yolla maddeler "fatk"
oluyorlar… Ayette geçen ifadeleri bilimsel bulgularla
karşılaştırdığımızda tam bir uyum içinde olduklarını görüyoruz. 14 asır
önce haber verilmiş olan bu bulguların bilimsel olarak ortaya konması
ise ancak 20. yüzyılda mümkün olmuştur.





YÖRÜNGELER



Kuran'da Güneş ve Ay'dan bahsedilirken her birinin belli bir yörüngesi olduğu şöyle vurgulanır:


“Geceyi, gündüzü, Güneş'i ve Ay'ı yaratan O'dur;


her biri bir yörüngede yüzüp gidiyor.„


(Enbiya Suresi, 33)



Güneş'in sabit olmadığı, belli bir yörüngede yol almakta olduğu, bir başka ayette de şöyle bildirilmektedir:


“Güneş de, kendisi için (tespit edilmiş) olan bir karar yerine doğru
akıp gitmektedir. Bu üstün ve güçlü olan, bilenin takdiridir.„


(Yasin Suresi, 38)


Kuran'da bildirilen bu gerçekler, ancak çağımızdaki astronomik
gözlemlerle anlaşılmıştır. Astronomi uzmanlarının hesaplarına göre
Güneş, Solar Apex adı verilen bir yörünge boyunca Vega Yıldızı
doğrultusunda saatte 720 bin km.'lik muazzam bir hızla hareket
etmektedir. Bu, kabaca bir hesapla, Güneş'in günde 17 milyon 280 bin
km. yol katettiğini gösterir. Güneş'le birlikte onun çekim sistemi
içindeki tüm gezegenler ve uyduları da aynı mesafeyi katederler.
Ayrıca, evrendeki tüm yıldızlar da buna benzer planlı bir harekete
sahiptirler.


Tüm evrenin bu şekilde yörüngelerle donatılmış olduğu, yine Kuran'da şöyle haber verilmiştir:


“'Özen içinde yollar ve yörüngelerle donatılmış' göğe andolsun.„


(Zariyat Suresi, 7)


Evrende yaklaşık 200 milyar galaksi mevcuttur ve her galakside ortalama
200 milyar yıldız bulunur. Bu yıldızların pek çoğunun gezegenleri, bu
gezegenlerin de uyduları vardır. Tüm bu gök cisimleri çok ince
hesaplarla saptanmış yörüngelere sahiptir. Ve milyonlarca yıldır her
biri kendi yörüngesinde diğerleriyle kusursuz bir uyum ve düzen içinde
akıp gitmektedir. Bunların dışında pek çok kuyruklu yıldız da kendisi
için tespit edilmiş olan yörüngede yüzüp gider.


Evrendeki yörüngeler sadece gök cisimlerine ait değildir. Galaksiler de
şaşırtıcı hızlarla planlı ve hesaplı yörüngeler üzerinde hareket
ederler. Bu hareketleri esnasında hiçbir gök cismi bir diğeriyle
çarpışmaz, yolları kesişmez. Elbette, Kuran'ın indirildiği dönemde
insanlık, günümüzdeki gibi uzayı milyonlarca kilometre uzaklara dek
gözlemleyecek teleskoplara, gelişmiş gözlem teknolojilerine, modern
fizik ve astronomi bilgilerine sahip değildi. Dolayısıyla uzayın,
ayette bildirildiği gibi, "özen içinde yollar ve yörüngelerle
donatılmış" olduğunu, o dönemde bilimsel olarak tespit edebilmek
imkansızdı. Ancak o çağda indirilmiş olan Kuran-ı Kerim'de bu gerçek
bizlere açıkça haber verilmiştir; çünkü Kuran, Allah'ın sözüdür.







DÜNYANIN ŞEKLİ




“Gökleri ve yeri hak olarak yarattı. Geceyi gündüzün


üstüne sarıp-örtüyor, gündüzü de gecenin


üstüne sarıp örtüyor...„





(Zümer Suresi, 5)





Kuran'ın evreni tanıtan ayetlerinde kullanılan ifadeler oldukça dikkat
çekicidir. Üstteki ayette "sarıp örtmek" olarak tercüme edilen Arapça
kelime "tekvir"dir. Bu kelimenin Türkçe karşılığı, "yuvarlak bir şeyin
üzerine bir cisim sarmak"tır. (Örneğin Arapça sözlüklerde "başa sarık
sarma" gibi yuvarlak cisimleri içeren fiiller için bu kelime
kullanılır).





Ayette, gecenin ve gündüzün birbirlerinin üzerlerini sarıp-örtmeleri
(tekvir etmeleri) konusunda verilen bilgi, aynı zamanda Dünya'nın
biçimi konusunda kesin bir bilgi içermektedir. Ancak ve ancak Dünya'nın
yuvarlak olması durumunda bu ayette ifade edilen fiil gerçekleşebilir.
Yani 7. yüzyılda indirilen Kuran'da Dünya'nın yuvarlak olduğuna işaret
edilmiştir.





Unutmamak gerekir ki, o dönemdeki astronomi anlayışı Dünya'yı daha
farklı algılıyordu. O dönemde Dünya'nın düz bir satıh olduğu
düşünülüyordu ve tüm bilimsel hesap ve açıklamalar da buna göre
yapılıyordu. Kuran ayetleri ise bize henüz bu yüzyılda öğrendiğimiz
bilgileri vermektedir. Kuran Allah'ın sözü olduğu için evreni tarif
ederken olabilecek en doğru kelimeler kullanılmıştır




KORUNMUŞ TAVAN



Kuran'da Allah, gökyüzünün ilginç bir özelliğine şöyle dikkat çeker:


“Gökyüzünü korunmuş bir tavan kıldık;


onlar ise bunun ayetlerinden yüz çeviriyorlar. „


(Enbiya Suresi, 32)


Ayette belirtilen gökyüzünün bu özelliği, 20. yüzyıldaki bilimsel araştırmalarla kanıtlanmıştır.


Yerküremizi çepeçevre kuşatan atmosfer, canlılığın devamı için son
derece hayati işlevleri yerine getirir. Dünyaya doğru yaklaşan irili
ufaklı pek çok gök taşını eriterek yok eder ve bunların yeryüzüne
düşerek canlılara büyük zararlar vermesini engeller.


Atmosfer, bunun yanısıra, uzaydan gelen ve canlılar için zararlı olan
ışınları da filtre eder. İşin ilginç olan yanı, atmosferin sadece
zararsız orandaki ışınları, yani görünür ışık, kızıl ötesi ışınlar ve
radyo dalgalarını geçirmesidir. Bunların tümü yaşam için gerekli
ışınlardır. Örneğin atmosfer tarafından belirli oranda geçmesine izin
verilen ultraviyole ışınları, bitkilerin fotosentez yapmaları ve
dolayısıyla tüm canlıların hayatta kalmaları açısından büyük önem
taşır. Güneş tarafından yayılan şiddetli ultraviyole ışınlarının büyük
bölümü, atmosferin ozon tabakasında süzülür ve Dünya yüzeyine yaşam
için gerekli olan az bir kısmı ulaşır.


Atmosferin koruyucu özelliği bunlarla da kalmaz. Dünya, uzayın ortalama
eksi 270 derecelik dondurucu soğuğundan yine atmosfer sayesinde
korunur.


Atmosfer, sadece canlılar için gerekli olan ışınların yeryüzüne
geçmesine izin verir. Örneğin bu ışınlardan ultraviyole ışınları
belirli oranlarda bize ulaşır. Bu oran bitkilerin fotosentez yapmaları
ve dolayısıyla tüm canlıların hayatta kalması için en


uygun ölçüye sahiptir.




Bu temsili resimde Dünya'ya çarpmak üzere olan gök taşları
görülmektedir. Uzayda dolaşan gök taşları Dünyamız için çok önemli bir
tehlike oluşturabilirdi. Ancak Allah kusursuz yaratışı ile atmosferi
koruyucu bir tavan kılmıştır. Bu özel koruma sayesinde gök taşlarının
büyük çoğunluğu atmosferde parçalandığı için Dünya'ya zarar vermez.


Gökyüzünü seyreden insanların çoğunun aklına atmosferin koruyucu yapısı
gelmez. Bu yapı olmasa Dünya'nın nasıl bir yer olacağını da insanlar
çoğu zaman düşünmez. Yukarıdaki resimde Dünya'ya düşen bir gök taşının
ABD Arizona'da açtığı dev çukur görülmektedir. Eğer atmosfer olmasaydı
bu gök taşlarının milyonlarcası dünya yüzeyine düşer ve gezegen
yaşanılmaz bir hale gelirdi. Ancak atmosferin koruyucu özelliği
sayesindedir ki, Dünya'daki canlılar güven içinde yaşamlarını
sürdürürler. Bu, elbette Allah'ın insanlar üzerindeki bir korumasıdır
ve Kuran'da haber verilmiş bir mucizedir.




Dünya'yı zararlı etkilerden koruyan, yalnızca atmosfer değildir.
Atmosferin yanısıra "Van Allen Kuşakları" denilen ve Dünya'nın manyetik
alanından kaynaklanan bir tabaka da, gezegenimize gelen zararlı
ışınlara karşı bir kalkan görevi görür. Güneş'ten ve diğer yıldızlardan
sürekli olarak yayılan bu ışınlar, insanlar için öldürücü etkiye
sahiptir. Özellikle Güneş'te sık sık meydana gelen ve "parlama" adı
verilen enerji patlamaları, Van Allen Kuşakları olmasa, Dünya'daki tüm
yaşamı yok edebilecek güçtedir.



Van Allen Kuşakları'nın yaşamımız açısından önemini Dr. Hugh Ross şöyle anlatmaktadır:


Dünya, Güneş Sistemi'ndeki gezegenler arasında en yüksek yoğunluğa
sahiptir. Bu geniş nikel-demir çekirdeği büyük bir manyetik alandan
sorumludur. Bu manyetik alan Van Allen radyasyon koruyucu tabakasını
meydana getirir. Bu tabaka yeryüzünü radyasyon bombardımanından korur.
Eğer bu koruyucu tabaka olmasaydı Dünya'da hayat mümkün olmazdı.
Manyetik alanı olan ve kayalık bölgelerden oluşan diğer tek gezegen
Merkür'dür. Fakat bu manyetik alanın gücü Dünya'nınkinden 100 kat daha
azdır. Van-Allen radyasyon koruyucu tabakası Dünya'ya özeldir.1


Geçtiğimiz yıllarda tespit edilen bir parlamada açığa çıkan enerjinin,
Hiroşima'ya atılanın benzeri 100 milyar atom bombasına eş değer olduğu
hesaplanmıştır. Parlamadan 58 saat sonra pusulaların ibrelerinde aşırı
hareketler gözlenmiş, Dünya atmosferinin 250 km üstünde sıcaklık
sıçrama yapıp 2500° C'ye yükselmiştir.


Kısacası, Dünya'nın üzerinde, kendisini sarıp kuşatan ve dış
tehlikelere karşı koruyan mükemmel bir sistem işler. İşte Dünya göğünün
bu koruyucu kalkan özelliği yüzyıllar öncesinden Kuran'da bizlere Allah
tarafından bildirilmiştir. Güneş parlamasında açığa çıkan enerji insan
aklının anlamakta zorlanacağı kadar şiddetlidir: Tek bir parlama,
Hiroşima'ya atılan 100 milyar tane atom bombasına eş değerdir. Dünya,
bu yıkıcı enerjiden atmosfer ve Van Allen Kuşakları'yla korunur. Canlı
yaşamı için son derece elverişli olan Dünya'dan atmosferin dışına, yani
uzaya çıkıldığında dondurucu bir soğukla karşılaşılır. Dünya, uzayın
ortalama -270 derecelik dondurucu soğuğundan yine atmosferi sayesinde
korunur. Dünya'nın manyetik alanının oluşturduğu manyetosfer tabakası,
yeryüzünü gök taşlarından, zararlı kozmik ışın ve parçacıklardan
koruyan bir kalkan gibidir. Yukarıdaki resimde Van Allen Kuşakları adı
da verilen bu manyetosfer tabakası görülmektedir. Dünya'nın on binlerce
kilometre uzağındaki bu kuşaklar, yeryüzündeki canlıları uzaydan
gelebilecek öldürücü enerjiden korumaktadır.




Tüm bu bilimsel bulgular, Dünya'nın özel bir şekilde korunduğunu
kanıtlamaktadır. Önemli olan, bu korunmanın "gökyüzünü korunmuş bir
tavan kıldık" ayetiyle 1400 sene önce Kuran'da haber verilmiş olmasıdır.


Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.dj-tnt.tr.gg
Admin
Admin
Admin
Admin


Erkek Mesaj Sayısı : 309
Yaş : 38
Nerden : eskişehir
İş/Hobiler : müzik
Lakap : DJ_TNT
Rep Puanı : 240368
Kayıt tarihi : 13/11/08

Kuranın Mucizeleri Empty
MesajKonu: Geri: Kuranın Mucizeleri   Kuranın Mucizeleri Icon_minitimePaz Haz. 14, 2009 1:55 am

1 - Ubade Ibnu's-Samit el-Ensari (radiyallahu anh) hazretleri demistir
ki: "Hz. Peygamber aleyhissalatu vesselam) soyle buyurdular: "Kim
Allah'tan baska ilah olmadigina Allah'in bir ve seriksiz olduguna ve
Muhammed'in onun kulu ve Resulu (elcisi) olduguna, keza Hz. Isa'nin da
Allah'in kulu ve elcisi olup, Hz. Meryem'e attigi bir kelimesi ve
kendinden bir ruh olduguna, keza cennet ve cehennemin hak olduguna
sehadet ederse, her ne amel uzere olursa olsun Allah onu cennetine
koyacaktir."


Buhari, Enbiya 47; Muslim, Iman 46, ; Tirmizi, Iman 17, (2640).


Muslim'in bir baska rivayetinde soyle buyrulmustur: "Kim Allah'tan
baska ilah olmadigina ve Muhammed'in Allah'in elcisi olduguna sehadet
ederse Allah ona atesi haram kilacaktir."



2 - Ebu Sa'id Ibnu Malik Ibni Sinan el-Hudri (radiyallahu anh)
hazretleri demistir ki: "Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) soyle
buyurdular: "Kalbinde zerre miktari iman bulunan kimse atesten
cikacaktir."


Ebu Sa'id der ki: "Kim (bu ihbarin ifade ettigi hakikatten) supheye
duserse su ayeti okusun: "Allah suphesiz zerre kadar haksizlik
yapmaz..." (Nisa, 40).


Tirmizi Sifatu Cehennem 10, (2601).Tirmizi hadis icin "sahihtir" demistir.



3 - Yine Ebu Sa'id (radiyallahu anh) hazretleri der ki: "Hz. Peygamber
(aleyhissalatu vesselam) soyle buyurdular: "Kim: 'Rab olarak Allah'i,
din olarak Islam'i, Resul olarak Hz. Muhammed'i sectim (ve onlardan
memnun kaldim)' derse cennet ona vacip olur".


Ebu Davud, Salat 361, (1529).



4 - Yine Ebu Sa'id (radiyallahu anh) hazretleri der ki: "Hz. Peygamber
(aleyhissalatu vesselam) soyle buyurdular: "Bir kul Islam'a girer ve
bunda samimi olursa, daha once yaptigi butun hayirlari Allah, lehine
yazar, islemis oldugu butun serleri de affeder. Musluman olduktan sonra
yaptiklari da su sekilde muamele gorur: Yaptigi her hayir icin en az on
misli olmak uzere yediyuz misline kadar sevap yazilir. Isledigi her bir
ser icin de, -Allah affetmedigi takdirde- bir gunah yazilir."


Buhari hadisi talik olarak kaydeder (Iman 31), Nesai, Iman 10, (8, 105).



5 - Ebu Hureyre (radiyallahu anh) hazretleri anlatiyor: Hz. Peygamber
(aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Sizden biri iciyle disiyla
Musluman olursa, yaptigi herbir hayir en az on mislinden, yedi yuz
misline kadar sevabiyla yazilir. Isledigi her bir gunah da sadece
misliyle yazilir. Bu hal, Allah'a kavusuncaya kadar boyle devam eder."


Buhari, Iman 31; Muslim, Iman 205, (129).



6 - Muaz Ibnu Cebel el-Ensari (radiyallahu anh) hazretleri anlatiyor.
Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Kimin (hayatta
soyledigi) en son sozu La ilahe illallah olursa cennete gider"


Ebu Davud, Cenaiz 20, (3116).



7 - Ebu Zerr (Cundeb Ibnu Cunade el-Gifari) (radiyallahu anh)
hazretleri anlatiyor:Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) buyurdular
ki: "Bana Cebrail aleyhisselam gelerek "Ummetinden kim Allah'a herhangi
bir seyi ortak kilmadan (sirk kosmadan) olurse cennete girer" mujdesini
verdi" dedi. Ben (hayretle) "zina ve hirsizlik yapsa da mi?" diye
sordum. "Hirsizlik da etse, zina da yapsa" cevabini verdi. Ben tekrar:
"Yani hirsizlik ve zina yapsa da ha!" dedim. "Evet, dedi, hirsizlik da
etse, zina da yapsa!"


Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) dorduncu keresinde ilave etti: "Ebu Zerr patlasa da cennete girecektir".


Buhari, Tevhid 33; Muslim, Iman 153, (94); Tirmizi, Iman 18, (2646).



8 - Cabir Ibnu Abdillah el-Ensari (radiyallahu anh) anlatiyor: Hz.
Peygamber (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Iki sey vardir
gerekli kilicidir" Bir zat: -Ey Allah'in Rasulu! gerekli kilan bu iki
seyden maksad nedir? diye sordu: Hz. Peygamber (aleyhissalatu
vesselam):


"Kim Allah'a herhangi bir seyi ortak kilmis olarak olurse bu kimse
atese girecektir. Kim de Allah'a hicbir seyi ortak kilmadan olurse o da
cennete girecektir" cevabini verdi."


Muslim, Iman 151, (93).



9 - Ebu Hureyre (radiyallahu anh) hazretleri anlatiyor: "Hz. Peygamber
(aleyhissalatu vesselam)'e "Ey Allah'in Resulu, kiyamet gunu senin
sefaatinle en ziyade saadete erecek olan kimdir?" diye sormustum. Bana:
"Hadis'e karsi sende olan aski gorunce, bu hususta senden once bana bir
baskasinin sualde bulunmayacagini tahmin etmistim" aciklamasini
yaptiktan sonra su cevabi verdi: "Kiyamet gunu benim sefaatimle en
ziyade saadete erecek olan kimse, samimi olarak ve icinden gelerek 'La
ilahe illallah' diyen kimsedir"


Buhari, Ilm 34, Rikak 50.



10 - Suheyb Ibnu Sinan (radiyallahu anh) anlatiyor: Hz. Peygamber
(aleyhissalatu vesselam) soyle buyurdular: "Mu'min kisinin durumu ne
kadar sasirticidir! Zira her isi onun icin bir hayirdir. Bu durum,
sadece mu'mine hastir, baskasina degil: Ona memnun olacagi birsey gelse
sukreder, bu ise hayirdir; bir zarar gelse sabreder bu da hayirdir".


Muslim, Zuhd 64, (2999).



11 - Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: Hz. Peygamber
(aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Muhammed'in nefsini kudret
eliyle tutan zata yemin ederim ki, bu ummetten her kim -Yahudi olsun,
Hristiyan olsun- beni isitir, sonra da bana gonderilenlere inanmadan
olecek olursa mutlaka cehennem ehlinden olacaktir".


Muslim, Iman 240, (153).



12 - Vehb Ibnu Munebbih'in anlattigina gore kendisine: "Lailahe
illallah cennetin anahtari degil mi? dendi de: "Evet, oyledir ama
dissiz anahtar olur mu? Disleri olan anahtarin varsa kapin acilir,
yoksa kapali kalir, acilmaz" cevabini verdi.


Buhari, Cenaiz 1.



13 - Abdullah Ibnu Mes'ud el-Huzeli (radiyallahu anh)'nin anlattigina
gore, bir adam kendisine "Sirat-i mustakim (dogru yol) nedir?" diye
sordu. Ona su cevabi verdi:"Muhammed (aleyhissalatu vesselam), bizi
sirat-i mustakimin bir basinda birakti. Bunun obur ucu ise cennete
ulasmaktir. Bu ana yolun saginda ve solunda baska tali yollar da var.
Bunlardan her birinin basinda bir kisim insanlar durmus oradan
gecenleri kendilerine cagiriyorlar. Kim bu dis yollardan birine suluk
ederse yol onu atese goturecektir. Kim de sirat-i mustakime suluk
ederse o da cennet'e ulasacaktir." Ibnu Mes'ud bu aciklamayi yaptiktan
sonra su ayeti okudu: "Iste bu benim sirat-i mustakimimdir, buna uyun.
Baska yollara sapmayin, sonra onlar sizi Allah'in yolundan
ayirirlar...." (En'am 152)


(Rezin Ibnu Muaviye'nin ilavesidir).



IMANIN HAKIKATI



14 - Abdullah Ibnu Omer Ibni'l-Hattab (radiyallahu anh)'in anlattigina
gore, bir adam kendisine: Gazveye cikmiyor musun?" diye sorar. Abdullah
su cevabi verir: "Ben Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'i isittim,
soyle buyurmustu: "Islam bes esas uzerine bina edilmistir: Allah'tan
baska ilah olmadigina ve Muhammed'in O'nun kulu ve elcisi olduguna
sehadet etmek, namaz kilmak, oruc tutmak, Kabe'ye haccetmek, Ramazan
orucu tutmak".


Buhari, Iman 1; Muslim, Iman 22 (....); Nesai, Iman 13, (9, 107-108); Tirmizi, Iman 3, (2612).



15 - Yahya Ibnu Ya'mur haber veriyor: "Basra'da kader uzerine ilk soz
eden kimse Ma'bed el-Cuheni idi. Ben ve Humeyd Ibnu Abdirrahman
el-Himyeri, hac veya umra vesilesiyle beraberce yola ciktik. Aramizda
konusarak, Ashab'tan biriyle karsilasmayi temenni ettik. Maksadimiz,
ondan kader hakkinda su heriflerin ettikleri laflar hususunda soru
sormakti. Cenab-i Hakk, bizzat Mescid-i Nebevi'nin icinde Abdullah Ibnu
Omer (radiyallahu anh)'la karsilasmayi nasib etti. Birimiz sag,
oburumuz sol tarafindan olmak uzere ikimiz de Abdullah (radiyallahu
anh)'a sokuldu. Arkadasimin sozu bana biraktigini tahmin ederek,
konusmaya basladim: "Ey Ebu Abdirrahman, bizim taraflarda bazi kimseler
zuhur etti. Bunlar Kur'an-i Kerim'i okuyorlar. Ve cok ince meseleler
bulup cikarmaya calisiyorlar." Onlarin durumlarini beyan sadedinde sunu
da ilave ettim: "Bunlar, "kader yoktur, hersey hadistir ve Allah
onceden bunlari bilmez" iddiasindalar." Abdullah (radiyallahu anh):
"Onlarla tekrar karsilasirsan, haber ver ki ben onlardan beriyim, onlar
da benden beridirler." Abdullah Ibnu Omer sozunu yeminle de te'kid
ederek soyle tamamladi: "Allah'a kasem olsun, onlardan birinin Uhud
dagi kadar altini olsave hepsini de hayir yolunda harcasa kadere
inanmadikca, Allah onun hayrini kabul etmez."


Sonra Abdullah dedi ki: Babam Omer Ibnu'l-Hattab (radiyallahu anh) bana sunu anlatti:


"Ben Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'in yaninda oturuyordum.
Derken elbisesi bembeyaz, saclari simsiyah bir adam yanimiza cikageldi.
Uzerinde, yolculuga delalet eder hicbir belirti yoktu. Ustelik
icimizden kimse onu tanimiyordu da. Gelip Hz. Peygamber (aleyhissalatu
vesselam)'in onune oturup dizlerini dizlerine dayadi. Ellerini
bacaklarinin ustune hurmetle koyduktan sonra sormaya basladi: Ey
Muhammed! Bana Islam hakkinda bilgi ver! Haz. Peygamber (aleyhissalatu
vesselam) acikladi: "Islam, Allah'tan baska ilah olmadigina,
Muhammed'in O'nun kulu ve elcisi olduguna sehadet etmen, namaz kilman,
zekat vermen, Ramazan orucu tutman, gucun yettigi takdirde Beytullah'a
haccetmendir." Yabanci: "-Dogru soyledin" diye tasdik etti. Biz hem
sorup hem de soyleneni tasdik etmesine hayret ettik.


Sonra tekrar sordu: "Bana iman hakkinda bilgi ver?"



Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) acikladi: "Allah'a, meleklerine,
kitablarina, peygamberlerine, ahiret gunune inanmandir. Kadere yani
hayir ve serrin Allah'tan olduguna da inanmandir." Yabanci yine: "Dogru
soyledin!" diye tasdik etti. Sonra tekrar sordu: "Bana ihsan hakkinda
bilgi ver?"


Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) acikladi: "Ihsan Allah'i sanki
gozlerinle goruyormussun gibi Allah'a ibadet etmendir. Sen O'nu
gormesen de O seni goruyor."


Adam tekrar sordu: "Bana kiyamet(in ne zaman kopacagi) hakkinda bilgi ver?"


Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) bu sefer: "Kiyamet hakkinda
kendisinden sorulan, sorandan daha fazla birsey bilmiyor!" karsiligini
verdi.


Yabanci: "Oyleyse kiyametin alametinden haber ver!" dedi. Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) su aciklamayi yapti:


"Kole kadinlarin efendilerini dogurmalari, yalin ayak, ustu ciplak,
fakir -Muslim'in rivayetinde fakir kelimesi yoktur- davar cobanlarinin
yuksek binalar yapmada yaristiklarini gormendir."


Bu soz uzerine yabanci cikti gitti. Ben epeyce bir muddet kaldim. -Bu
ifade Muslim'deki rivayete uygundur. Diger kitaplarda "Ben uc gece
sonra Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'la karsilastim"
seklindedir- Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) Ey Omer, sual soran
bu zatin kim oldugunu biliyor musun? dedi. Ben: "Allah ve Resulu daha
iyi bilir" deyince su aciklamayi yapti: "Bu Cebrail aleyhisselamdi.
Size dininizi ogretmeye geldi."


Muslim, Iman 1, (; Nesai, Iman 6, (8, 101); Ebu Davud, Sunnet 17, (4695); Tirmizi, Iman 4, (2613).



Ebu Davud, bir baska rivayette "Ramazan orucu"ndan sonra "cunublukten yikanmak" maddesini de ilave eder.


Yine Ebu Davud'un bir baska rivayetinde su ziyade vardir: "Muzeyne veya
Cuheyne kabilesinden bir adam sordu: "Ey Allah'in Resulu, hangi isi
yapiyoruz, olup bitmis (levh-i mahfuza kaydi gecmis) bir isi mi, yoksa
(henuz levh-i mahfuza gecmemis) su anda yeni baslanacak olan bir isi
mi?" Resulullah (aleyhissalatu vesselam): "Olup bitan bir isi" dedi.


Adamcagiz -veya cemaatten biri- yine sordu: Oyleyse niye calisilsin ki?
Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) su aciklamada bulundu: "Cennet
ehli olanlara cennetliklerin ameli muyesser kilinir, ates ehli olanlara
da cehennemliklerin ameli muyesser kilinir."



Benzer bir hadisi, Buhari (rahimehullah) Ebu Hureyre (radiyallahu anh)'den kaydeder.


Bu hadise Tirmizi haric digerlerinde de rastlanir. Mevzubahis
rivayette, "sehadette bulunman" yerine "Allah'a ibadet edip hicbir seyi
ortak kosmaman" ifadesi de yer alir.


Bu hadiste ayrica "Yalin ayak, ustu ciplak kimseler halkin reisleri oldugu zaman" ziyadesi de mevcuttur.



Su ziyade de mevcuttur: (Kiyametin ne zaman kopacagi), Allah'tan baska
hickimse tarafindan bilinmeyen bes gayiptan (mugayyebat-i hamse)
biridir buyurdu ve su ayeti okudu: "Kiyamet saatini bilmek ancak
Allah'a mahsustur. Yagmuru O indirir. Rahimlerde bulunani o bilir.
Kimse yarin ne kazanacagini bilmez. Ve hic kimse nerede olecegini
bilmez..." (Lokman, 34),


Buhari, Iman 37.



Bir baska rivayette "ustu ciplaklar" tabirinden sonra "sagir ve
dilsizler arzin melikleri (krallari) olduklari zaman" ziyadesi vardir.


Nesai'nin Sunen'inde su ziyade mevcuttur: "Dedi ki: Hayir, Muhammed'i
hakikatle birlikte irsad ve hidayet edici olarak gonderen zat'a yemin
olsun, ben o hususta (kiyametin ne zaman kopacagi hususunda) sizden
birinden daha bilgili degilim. O gelen de Cibril aleyhisselamdi.
Dihyetu'l-Kelbi suretinde inmistir."



16 - Enes Ibnu Malik (radiyallahu anh) anlatiyor: Biz mescidde Hz.
Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'le birlikte otururken, devesine
binmis olarak bir adam girdi ve mescidin avlusuna devesini ihip
bagladiktan sonra: "Muhammed hanginizdir?" diye sordu. Biz: "Dayanmakta
olan su beyaz kimse" diye gosterdik. -Nesai'deki Ebu Hureyre
(radiyallahu anh)'in rivayetinde: "Su dayanmakta olan hafif kirmiziya
calan renkteki kimse" diye tasvir mevcuttur.-


Adam: "Ey Abdulmuttalib'in oglu! diye seslendi.


Resulullah (aleyhissalatu vesselam): "Buyur seni dinliyorum" dedi.


Adam: "Sana birseyler soracagim. Sorularimda asiri gidebilirim, sakin bana darilmayasin" dedi.


Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam): "Haydi istedigini sor!"


Adam: "Rabbin ve senden oncekilerin Rabbi adina soruyorum: Seni butun insanlara peygamber olarak Allah mi gonderdi?"


Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam): "Kasem olsun evet!"


Adam: "Allahu Teala adina soruyorum: Gece ve gunduz bes vakit namaz kilmani sana Allah mi emretti?"


Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam): "Allah'a kasem olsun evet!"


Adam: "Allah adina soruyorum, senenin su ayinda oruc tutmani sana Allah mi emretti?"


Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam): "Allah'a kasem olsun evet!"


Adam: "Allahu Teala adina soruyorum: Bu sadakayi zenginlerimizden alip fakirlerimize dagitmani Allah mi sana emretti?"


Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam): "Allah'a kasem olsun evet!"


Bu soru-cevaptan sonra adam sunu soyledi: "Getirdiklerine inandim. Ben
geride kalan kabilemin elcisiyim. Adim: Dimam Ibnu Sa'lebe'dir. Benu
Sa'd Ibni Bekr'in kardesiyim." (Bunu bes kitap rivayet etmistir. Metin
Buhari'den alinmistir).


Muslim'in rivayetinde soyle denir: "Bir adam geldi ve soyle dedi:


"Bize senin gonderdigin elci geldi ve iddia etti ki sen Allah tarafindan gonderildigine inanmaktasin."


Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam): "Dogru soylemis" dedi.


Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.dj-tnt.tr.gg
Admin
Admin
Admin
Admin


Erkek Mesaj Sayısı : 309
Yaş : 38
Nerden : eskişehir
İş/Hobiler : müzik
Lakap : DJ_TNT
Rep Puanı : 240368
Kayıt tarihi : 13/11/08

Kuranın Mucizeleri Empty
MesajKonu: Geri: Kuranın Mucizeleri   Kuranın Mucizeleri Icon_minitimePaz Haz. 14, 2009 1:55 am

Adam tekrar: "Oyleyse semayi kim yaratti?"

Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam): "Allah!" dedi.


Adam: "Peki bu daglari kim dikti ve icindekileri kim koydu?" dedi.


Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam): "Allah!" dedi.


Adam: Peki semayi yaratan, arzi yaratan ve daglari diken Zat adina soyler misin, seni peygamber olarak gonderen Allah midir?"


Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam): "Evet!" dedi.


Adam: "Elcin iddia ediyor ki biz gece ve gunduz bes vakit namaz kilmaliyiz, bu dogru mudur?"


Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam): "Dogru soylemistir!"


Adam: "Seni gonderen adina dogru soyle. Bunu sana Allah mi emretti?"


Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam): "Evet!" dedi.


Adam sonra zekati, arkasindan orucu, daha sonra da hacci zikretti ve bu sekilde sordu.


Ravi der ki: Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) de her sualde
"Dogru soylemis" diye cevap veriyordu. Adam (son olarak) sordu: "Seni
gonderen adina dogru soyle. Bunu sana Allah mi emretti?"


Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam): "Evet!"


Adam sonra geri dondu ve ayrilirken sunu soyledi: "Seni hakla gonderen
Zat'a kasem olsun, bunlar uzerine hic bir sey ilave etmem, bunlari
eksiltmem de."


Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam): "Bu kimse sozunde durursa cennetliktir!" buyurdu.


Buhari, Ilm 6; Muslim, Iman 10, (12); Tirmizi, Zekat 2, (619); Nesai, Siyam 1, (4, 120); Ebu Davud, Salat 23, (486).
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.dj-tnt.tr.gg
Admin
Admin
Admin
Admin


Erkek Mesaj Sayısı : 309
Yaş : 38
Nerden : eskişehir
İş/Hobiler : müzik
Lakap : DJ_TNT
Rep Puanı : 240368
Kayıt tarihi : 13/11/08

Kuranın Mucizeleri Empty
MesajKonu: Geri: Kuranın Mucizeleri   Kuranın Mucizeleri Icon_minitimePaz Haz. 14, 2009 1:56 am

17 - Talha Ibnu Ubeydillah haber veriyor: Hz. Peygamber (aleyhissalatu
vesselam)'e Necid ahalisinden bir adam geldi. Saclari karisikti.
Kulagimiza sesinin miriltisi geliyordu, ancak ne dedigini
anlayamiyorduk. Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'e iyice
yaklasinca gorduk ki, Islam'dan soruyormus.


Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam): "Gece ve gunduzde bes vakit namaz" demisti ki adam tekrar sordu:


"Bu bes disinda bir borcum var mi?"


Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam): "Ramazan orucu da var" deyince
adam: Bunun disinda oruc var mi? diye sordu. Hz. Peygamber
(aleyhissalatu vesselam): "Hayir!" Ancak dilersen nafile tutarsin"
dedi.


Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) ona zekati hatirlatti. Adam:
"Zekat disinda borcum var mi?" dedi. Hz. Peygamber (aleyhissalatu
vesselam): "Hayir, ama nafile verirsen o baska!" dedi.


Adam geri dondu ve gider ayak: "Bunlara ilave yapmayacagim gibi noksan da tutmayacagim" dedi.


Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) da: "Sozunde durursa kurtulusa
ermistir" buyurdu. Veya "Sozunde durursa cennetliktir" buyurdu.


Ebu Davud'da "Kasem olsun kurtulusa erer, yeter ki sozunde dursun" seklinde te'kidli olarak gelmistir.


Buhari, Iman 34; Muslim, Iman 8, (11); Nesai, Siyam, 1, (4, 120); Ebu
Davud, Salat 1, (391); Muvatta, Kasru's-Salat fi's-Sefer 94, (1, 175).



18 - Abdullah Ibnu Abbas'in rivayetine gore, bir kadin, kendisine kupte
yapilan sira (nebiz) hakkinda sordu. Kadina su cevabi verdi: "Abdulkays
kabilesinin heyeti Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'e geldigi
vakit: "Bu gelenler kimdir?" diye sordu. "Rebialilar" diye kendilerini
tanittilar. Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam): "Merhaba, hos
geldiniz. Insaallah bu ziyaretten memnun kalir, pisman olmazsiniz"
buyurdu.


Misafirler: "Biz uzak bir yerden geliyoruz. Sizinle bizim aramizda su
kafir Mudarlilar var. Bu sebeple, size ancak haram ayinda
ugrayabiliyoruz. Oyle ise, bize kesin, acik bir amel emret, onu geride
biraktiklarimiza da ogretelim. Ve bizi cennete gotursun" dediler.


Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) de onlara dort emir ve dort
yasakta bulundu: Once tek olan Allah Teala'ya imani emretti ve sordu:


"Iman nedir biliyor musunuz?"


"Allah ve Resulu daha iyi bilir!" dediler. Acikladi: Allah'tan baska
ilah olmadigina, Muhammed'in Allah'in kulu ve elcisi olduguna sehadet
etmek, namaz kilmak, zekat vermek, Ramazan orucu tutmak, harpte elde
edilen ganimetten beste birini odemenizdir."


Resulullah (aleyhissalatu vesselam) onlara su kaplari (sira yapmada)
kullanmalarini yasakladi: Hantem (topraktan mamul kup), dubba (su
kabagindan yapilmis testiler), nakir hurma kokunden ayrilan canak,
muzeffet -veya mukayyer- (ici ziftle -katranla- cilalanmis kap).


Buhari, Iman 40, Ilm 25, Mevakitu's-Salat 2, Zekat 1, Farzu'l-Hums 2,
Mevakib 4, Megazi 69, Edeb 98, Haberi'l-Vahid 5, Tevhid 56, Muslim,
Iman 23, 24, 25 (17); Ebu Davud, Esribe 7, (3692); Tirmizi, Iman 5,
(2614); Nesai, Iman, 25, (8, 120).



19 - Hz. Ali (kerremallahu vechehu) diyor ki: Hz. Peygamber
(aleyhissalatu vesselam) soyle buyurdu: "Kisi dort seye inanmadikca
mu'min olmus sayilmaz: Allah'tan baska ilah olmadigina ve benim
Allah'in kulu ve elcisi Muhammed olduguma, beni (butun insanlara) hakla
gondermis bulunduguna sehadet etmek, olume inanmak, tekrar dirilmeye
inanmak, kadere inanmak"


Tirmizi, Kader 10, (2146).



20 - es-Serrid Ibnu's-Suveyd es-Sakafi (radiyallahu anh) anlatiyor: "Ey
Allah'in Resulu, dedim, annem bana kendisi adina mu'mine bir cariye
azad etmemi vasiyet etti. Benim yanimda, Sudanli (nubi) siyah bir
cariye var, onu azad edeyim mi?" Hz. Peygamber (aleyhissalatu
vesselam): "Cagir, onu (goreyim)" dedi. Cagirdim ve geldi. Cariyeye
sordu: "Rabbin kim?" Cariye: "Allah!" dedi, tekrar sordu: "Ben kimim?"
Cariye: "Allah'in elcisisin!" cevabini verince Hz. Peygamber
(aleyhissalatu vesselam): "Bunu azad et, zira mu'minedir" buyurdu.


Ebu Davud, Eyman 19 (3283); Nesai, Vesaya 8, (6, 251).



21 - Muaviye Ibnu'l-Hakem es-Sulemi anlatiyor: Hz. Peygamber
(aleyhissalatu vesselam)'e gelip: "Bir cariyem var, coban olarak
calistiriyor, koyunlarimi otlatiyordum. Yakinlarda bir koyunumu
yitirdi. Ne oldu? diye sorunca, kurt kapti dedi. Koyunun kaybolmasina
uzuldum. Insanligim icabi cariyenin suratina bir tokat vurdum. Bu
davranisimin kefareti olarak bir kole azad etmeyi adadim. Onu azad
edebilir miyim?" diye sordum. Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)
cariyeye: "Allah nerede?" diye sordu O:


"Goktedir" deyince, "Pekala ben kimim? dedi. Cariye: "Sen Allah'in
Resulusun" cevabini verince, Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)
bana yonelerek: "Bunu azad et, zira mu'minedir" buyurdu.


Muslim, Mesacid 33, (537); Muvatta, Itk 8, (2, 776); Nesai, Sehv 20 (3, 1; Ebu Davud, Eyman 19 (3282).



22 - Abbas Ibnu Abdilmuttalib (radiyallahu anh) anlatiyor: Hz.
Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'in soyle soyledigini isittim:
"Imanin tadini, Rabb olarak Allah'i, din olarak Islam'i, peygamber
olarak Muhammed'i secip razi olanlar duyar."


Muslim, Iman 56, (34); Tirmizi, Iman 10, (2625).



23 - Abdullah Ibnu Muaviye el-Gaziri (radiyallahu anh) anlatiyor: "Hz.
Peygamber (aleyhissalatu vesselam) soyle buyurdu: "Uc sey vardir.Kim
onlari yaparsa imanin tadini alir: Sadece Allah'a kulluk eden,
Allah'tan baska ilah olmadigini bilen, her yil gonul hosluguyla
zekatini veren! Zekatini da yasli, uyuzlu, hasta, degersiz, kucuk
hayvanlardan vermez, aksine mallarinin orta hallilerinden verir. Zira
Cenab-i Hakk ne en iyisinden vermenizi emretmistir, ne de en adisinden
olana razi olmustur."


Ebu Davud, Zekat 4, (1582).



24 - Behz Ibnu Hakim Ibni Mu'aviye Ibni Hayde el-Kuseyri babasi
tarikiyle dedesinden sunu rivayet ediyor: "Dedim ki: Ey Allah'in
Resulu, ben sana gelirken, seni ve dinini benimsemiyecegim diye
sunlarin (ellerinin parmaklarini gostererek) adedinden fazla yemin
ettim. Megerse, Allah ve Resulunun ogrettigi disinda hicbir sey
anlamayan bir kimseymisim. Simdi Allah rizasi icin senden soruyorum.
Allah seninle bizlere ne gonderdi?"


Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam): "Islam"i dedi. "Pekala, dedim,
Islam'in alametleri nedir?" Su cevabi verdi: "Kendimi Allah'a teslim
ettim, baska seyleri terkettim" demen, namaz kilman, zekat vermendir.
Her Musluman bir baska Muslumana haramdir. Iki Musluman birbiriyle
kardestir ve birbirlerine yardimcidirlar. Bir kimse Musluman olduktan
sonra musrikleri terkedip, Muslumanlara karismadikca hicbir ameli
(Allah katinda) makbul degildir."


Nesai, Zekat 72, (5, 82).



25 - Sufyan Ibnu Abdillah es-Sakafi (radiyallahu anh) anlatiyor: "Ey
Allah'in Resulu, bana Islam hakkinda oyle bir bilgi ver ki, bana yetsin
ve sizden baska kimseye Islam'dan sormaya hacet birakmasin" dedim. Su
cevabi verdi: "Allah'a inandim de, sonra da dogru ol" buyurdu.


Muslim, Iman 62, (3.



26 - Enes (radiyallahu anh) anlatiyor: Hz. Peygamber (aleyhissalatu
vesselam) buyurdu ki: "Kim bizim namazimizi kilar, bizim kiblemize
yonelir, bizim kestigimizi yerse iste o, Muslumandir".


Nesai, Iman 9, (8, 105). Buhari, Salat 28.


Hadisi Nesai tahric etmistir. Ancak, Buhari, Ebu Davud ve Tirmizi
tarafindan da rivayet edilmis olan uzunca bir hadisin bir parcasidir.
Bak:


Tirmizi, Iman 2, (2611); Ebu Davud, Cihad 104, (2641).



MECAZ HAKKINDA



27 - Ebu Hureyre anlatiyor: Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)
buyurdu ki: "Iman, yetmis kusur -bir rivayette de altmis kusur-
subedir. Haya imandan bir subedir."


Buhari, Iman 3; Muslim, Iman 57-38, (35-36); Ebu Davud, Sunnet 15,
(4676); Tirmizi, Iman 6, (2617); Nesai, Iman 16, (8, 110); Ibnu Mace,
Mukaddime 9, (57).


Bir rivayette su ziyade vardir: "Bu subelerden en ustunu "Lailahe
illallah" sozudur, en asagi mertebede olani da yolda bulunan rahatsiz
edici bir seyi kenara cikarmaktir."



28 - Hz. Enes, Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in soyle buyurdugunu anlatiyor:


"Uc haslet vardir. Bunlar kimde varsa imanin tadini duyar: Allah ve
Resulunu bu ikisi disinda kalan herseyden ve herkesten daha cok sevmek,
bir kulu sirf Allah rizasi icin sevmek, Allah, imansizliktan kurtarip
Islam'i nasib ettikten sonra tekrar kufre, inancsizliga dusmekten,
atese atilmaktan korktugu gibi korkmak."


Buhari, Iman 9, 14, Ikrah 1; Muslim, Iman 67, (43); Tirmizi, Iman 10,
(2626); Nesai, Iman 3, (8, 96); Ibnu Mace, Fiten 23, (4033).


Nesai'nin kaydettigi bir diger rivayette "bu ikisi disinda kalan"
tabirinden sonra su ziyade vardir. "Allah icin sevmek, Allah icin
bugzetmek."



29 - Yine Hz. Enes (radiyallahu anh) bildiriyor; Hz. Peygamber
(aleyhissalatu vesselam) soyle buyurmustur: "Sizden biri, beni,
babasindan, evladindan ve butun insanlardan daha cok sevmedikce iman
etmis sayilmaz"


Buhari, Iman 8; Muslim, Iman 70, (44); Nesai, Iman 19,(8,114, 115).


Nesai'nin bir rivayetinde "...malindan ve ailesinden daha sevgili..." denmektedir.



30 - Yine Hz. Enes (radiyallahu anh)'in rivayetine gore Hz. Peygamber
(aleyhissalatu vesselam) soyle buyurmustur: "Sizden biri, kendi icin
sevdigini kardesi icin de sevmedikce gercek imana eremez."


Nesai'nin rivayetinde "...hayir seylerden" ziyadesi mevcuttur.


Buhari, Iman 6; Muslim, Iman 71, (45); Nesai, Iman 19, (3, 115);
Tirmizi, Sifatu'l-Kiyamet 60, (3517); Ibnu Mace, Mukaddime 9, (66).














Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.dj-tnt.tr.gg
Admin
Admin
Admin
Admin


Erkek Mesaj Sayısı : 309
Yaş : 38
Nerden : eskişehir
İş/Hobiler : müzik
Lakap : DJ_TNT
Rep Puanı : 240368
Kayıt tarihi : 13/11/08

Kuranın Mucizeleri Empty
MesajKonu: Geri: Kuranın Mucizeleri   Kuranın Mucizeleri Icon_minitimePaz Haz. 14, 2009 1:59 am

31 - Ebu Umame (radiyallahu anh), Hz. Peygamber (aleyhissalatu
vesselam)'in soyle dedigini rivayet ediyor: "Kim Allah icin sever,
Allah icin bugzeder, Allah icin verir, Allah icin vermezse imanini
kemale erdirmistir".


Ebu Davud, Sunnet 16, (4681).



32 - Ebu Hureyre (radiyallahu anh) hazretleri Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'in soyle dedigini rivayet etmistir:


"Musluman, diger Muslumanlarin elinden ve dilinden zarar gormedigi
kimsedir. Mu'min de, halkin, can ve mallarini kendisine karsi emniyette
bildikleri kimsedir."


Tirmizi, Iman 12, (2629); Nesai, Iman 8, (8, 104, 105).



33 - Abdullah Ibnu Amr Ibni'l-As (radiyallahu anh) hazretleri,
Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in soyle dedigini rivayet etmistir:


"Musluman, diger Muslumanlarin elinden ve dilinden zarar gormedikleri
kimsedir. Muhacir de Allah'in yasakladigi seyi terkedendir."


Buhari, Iman 4; Muslim, Iman 64, (40); Ebu Davud, Cihad 2, (2481); Nesai, Iman 9, (8, 105). (Metin Buhari'ye aittir).


Sahiheyn ve Nesai'de gelen bir baska hadiste soyle denir: "Bir adam
sordu: "Ey Allah'in Resulu, Islam'da hangi amel daha hayirlidir?" Hz.
Peygamber (aleyhissalatu vesselam): "Yemek yedirmen, tanidik tanimadik
herkese selam vermen" dedi.



34 - Ebu Saidi'l-Hudri (radiyallahu anh) Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'in soyle dedigini rivayet etti:


"Bir kimsenin mescide alakasini gorurseniz, onun mu'min olduguna
sehadet edin, zira Cenab-i Hakk soyle buyuruyor: "Allah'in mescidlerini
ancak Allah'a ve ahiret gunune inananlar imar ederler" (Tevbe 1,


Tirmizi, Tefsir, Sure 2, (3092).



35 - Hz. Enes (radiyallahu anh) anlatiyor: Resulullah (aleyhissalatu vesselam) dedi ki: "Uc sey vardir ki imanin aslindandir:


1. Lailahe illallah diyene saldirmamak: Isledigi herhangi bir gunahi
sebebiyle bu kimseyi tekfir etme, herhangi bir ameli sebebiyle de
Islam'dan disari atma.


2. Cihad, bu Allah'in beni peygamber olarak gonderdigi gunden, bu
ummetin Deccal'e karsi savasacak en son ferdine kadar cereyan
edecektir, onu, ne imamin zalim olmasi, ne de adil olmasi ortadan
kaldiramayacaktir.


3. "Kadere iman".


Ebu Davud, Cihad 35, (2532).



36 - Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: Hz. Peygamber
(aleyhissalatu vesselam)'in ashabindan bir kismi ona sordular:
"Bazilarimizin aklindan bir kisim vesveseler geciyor, normalde bunu
soylemenin gunah olacagina kaniyiz." Hz. Peygamber (aleyhissalatu
vesselam): "Gercekten boyle bir korku duyuyor musunuz?" diye sordu.
Oradakiler Evet! deyince: "Iste bu (korku) imandan gelir (vesvese zarar
vermez) dedi.


Muslim, Iman 209 (132); Ebu Davud, Edeb 118 (5110).


Diger bir rivayette: "(Seytanin) hilesini vesveseye donusturen Allah'a hamdolsun" demistir.


Muslim'in Ibnu Mes'ud (radiyallahu anh)'dan kaydettigi bir rivayet
soyledir: "Dediler ki: "Ey Allah'in Resulu, bazilarimiz icinden oyle
sesler isitiyor ki, onu (bilerek) soylemektense komur kesilinceye kadar
yanmayi veya gokten yere atilmayi tercih eder. (Bu vesveseler bize
zarar verir mi?)" Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam): "Hayir bu
(korkunuz) gercek imanin ifadesidir" cevabini verdi."



KELIME-I SEHADET VE ONUN DIL ILE IKRARININ HUKMU



37 - Ibn-i Omer (radiyallahu anh) anlatiyor: Hz. Peygamber
(aleyhissalatu vesselam): "Ben insanlar Allah'tan baska ilahin
olmadigina, Muhammed'in de Allah'in elcisi olduguna sehadet edinceye,
namaz kilincaya, zekat verinceye kadar onlarla savas etmekle
emrolundum. Bunlari yaptilar mi, kanlarini, mallarini bana karsi
korumus (emniyet altina almis) olurlar. Islam'in hakki haric. Artik
(samimi olup olmadiklarina dair) durumlari Allah'a kalmistir".


Buhari, Iman 17; Muslim, Iman 36, (22);


Muslim'deki rivayette "Islam'in hakki haric" ibaresi mevcut degildir.



38 - Ubeydullah Ibnr Adiy Ibnu'l-Hiyar (radiyallahu anh) anlatiyor: Hz.
Peygamber (aleyhissalatu vesselam) ashabiyla otururken bir adam gelerek
gizlice bir seyler fisildadi. Ne gibi bir sir tevdi etmisti
bilmiyorduk. Nihayet Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) onu
acikladi. Megerse o zat, munafiklardan birini oldurmek icin izin
istiyormus. Adama: "Peki o Allah'tan baska ilah olmadigina ve
Muhammed'in Allah'in elcisi bulunduguna sehadet etmiyor mu?" diye
sordu. Adam: "Hayir o sehadeti ikrar etmiyor" dedi. Hz. Peygamber
(aleyhissalatu vesselam): "Namaz kiliyor mu?" diye sordu. Adam: "Hayir
namaz da kilmiyor" deyince, Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam);
"Allah'in oldurmekten beni men ettigi kimseler iste boyleleri" buyurdu"


Muvatta, Kasru's-Salat 84, (1, 171).



39 - Tarik el-Esca'i (radiyallahu anh) Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in soyle soyledigini haber verdi:


"Kim Lailahe illallah der ve Allah'tan baska mabudlari reddederse,
Allah onun malini ve kanini haram kilar. (Samimi olup olmadigi meselesi
Allah'a aittir.)


Muslim, Iman, 37, (23).


Yine Muslim'in bir baska rivayeti "Kim Allah'i birlerse" diye baslar ve yukaridaki sekilde devam eder (38. hadis).



BIAT AHKAMI



40 - Ubadetu'bnu's-Samit (radiyallahu anh) anlatiyor: Biz, bir
seferinde Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'le ayni cemaatte
beraber oturuyorduk ki: "Allah'a hicbir sey ortak kosmamak, hirsizlik
yapmamak, zina fazihasini islememek, Allah'in haram ettigi cana mesru
bir sebep olmaksizin kiymamak sartlari uzerine bana biat edin" buyurdu.


Bir diger rivayette "...Cocuklarinizi oldurmemek, halde ve istikbalde
iftirada bulunmamak, mesru dairedeki emirlerde -ne bana ne de
vazifelilere- isyan etmemek uzere biat edin. Kim verecegi bu sozlere
sadik kalir, ahdine vefa gosterirse karsiligini Allah'tan alacaktir.
Kim de bu yasaklardan birini isleyecek olursa artik isi Allah'a
kalmistir, dilerse affeder, dilerse azab verir, cezalandirir" buyurdu.
Biz de bu sartlarla biat ettik."


Buhari, Iman 11; Muslim, Hudud 41, (1709); Nesai, Bey'a 17, (7, 148); Tirmizi, Hudud 12, (1439).



Nesai, bir baska rivayette "...karsiligini Allah'tan alacaktir"
ifadesinden sonra su ziyadeyi kaydeder: "Kim bunlardan birini isler,
sonra da dunyada cezalandirilirsa, cektigi bu ceza onun icin kefaret ve
o gunahtan temizlenme olur."


Buhari, Muslim, Muvatta ve Nesai'de gelen bir diger rivayette su ifade
mevcuttur: "Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'e zor durumlarda
olsun, kolay durumlarda olsun, hos sartlarda olsun nahos sartlarda
olsun, aleyhimize kayirmalarin yapilip, hakkimizin cignendigi hallerde
olsun itaat etmek, idareyi elinde tutanlara karsi iktidar kavgasi
yapmamak, nerede olursak olalim hakki soylemek, Allah'in emrini yerine
getirmede kinayanlarin kinamalarindan korkmamak uzere biat ettim."



Bir baska rivayette su ifadeye rastlanmaktadir: "...Iktidar sahibine
karsi onda, Allah'in kitabinda gelmis bulunan bir delil sebebiyle
te'vil goturmeyen acik bir kufur gorulmedikce iktidar kavgasi
yapmamak..."



41 - Avf Ibnu Malik el-Esca'i (radiyallahu anh) anlatiyor: "Biz Hz.
Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'in huzurunda yedi veya sekiz veyahut
dokuz kisiydik. "Allah Resulu'ne biat etmiyor musunuz?" dedi.
Ellerimizi uzatarak: "Hangi sarlara uymak uzere biat edecegiz ey
Allah'in Resulu?" dedik. Su cevabi verdi:


"Allah'a ibadet etmek ve O'na hicbir seyi ortak kosmamak, bes vakit
namazi kilmak (verilen emirlere) kulak verip itaat etmek -ve bu sirada
gizli bir kelime fisildayarak devamla- "Halktan hicbir sey istemeyin"
buyurdu. Avf Ibnu Malik Ilaveten der ki, Hz. Peygamber (aleyhissalatu
vesselam)'i benimle dinleyen o cemaatten oylelerini biliyorum ki,
bineginin uzerinde iken kazara kamcisi dusse kimseye "Sunu bana verir
misin?" diye talebde bulunmaz (iner kendisi alir)di."


Muslim, Zekat 108, (1043); Ebu Davud, Zekat 27, (1642); Nesai, Salat, 5, (1, 229); Ibnu Mace, Cihad 41, (2867).



42 - Ibnu Omer (radiyallahu anh) anlatiyor: "Biz Hz. Peygamber
(aleyhissalatu vesselam)'e kulak vermek ve itaat etmek sartiyla biat
ederken "Gucunuzun yettigi seylerde" diyordu.


Buhari, Ahkam 42; Muslim, Imaret 90, (1867); Nesai, Bey'at 18, (7,
148); Tirmizi, Siyer 37, (1597); Muvatta, Bey'at 1, (2, 982); Ibnu
Mace, Cihad 43, (2874).



43 - Umeyme bintu Rukayka (radiyallahu anh) dedi ki: "Ensar'dan bir
grup kadinla Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'e gelip kendisine:
"Allah'a hicbir seyi ortak kosmamak, calmamak, zina etmemek,
cocuklarimizi oldurmemek, halde ve istikbalde iftira atmamak, sana
mesru emirlerinde isyan etmemek sartlari uzerine biat ediyoruz" dedik.
Hemen ilave etti: "Gucunuzun yettigi ve takatinizin kafi geldigi
seylerde". Biz: "Allah ve Resulu bize karsi bizden daha merhametlidir,
haydi biat edelim" dedik.


Sufyan merhum der ki: Kadinlar, biati (erkekler gibi) musafaha ederek
yapmayi kastedmislerdir. Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam): "Ben
kadinlarla musafaha etmem, benim yuz kadina toptan soyledigim soz her
kadin icin ayri ayri soylenmis yerine gecer" buyurdu.


Muvatta, Bey'a 2, (2, 982); Tirmizi, Siyer 37, (1597).



MUHTELIF AHKAMLAR



44 - Amr Ibnu Ebi'l-Ahvas (radiyallahu anh) anlatiyor: Hz. Peygamber
(aleyhissalatu vesselam)'le birlikte Veda hacci'nda bulundum. Orada Hz.
Peygamber (aleyhissalatu vesselam) irad ettigi hutbede once Allah
Teala'ya hamd u sena, hatirlatma ve tavsiyelerden sonra soyle devam
etti: "Hangi gun (bu gunden) daha (mukaddes ve) haramdir? Bu soruyu uc
kere tekrarladi. Cemaat: "el-Haccu'l-Ekber gunu" diye cevap verdi.
Resulullah (aleyhissalatu vesselam) devam etti: "Oyle ise bilin ki,
kanlariniz, mallariniz, irzlariniz, birbirinize, bu ayinizda, bu
beldenizde su gununuz nasil haramsa oylece haramdir, mukaddestir. Bilin
ki herkesin cinayetinden kendisi sorumludur. Hicbir babanin
cinayetinden oglu sorumlu tutulmaz. Haberiniz olsun ki, Musluman,
Muslumanin kardesidir. Bu sebeple, bir Muslumana, bizzat kendisi helal
kilmadikca kardesinin hicbir seyi helal degildir. Bilin ki cahiliye
devrinden kalan butun faizler mulgadir, terkedilecek ve alinmayacak.
Faize verilen paranin sadece sermaye kismini yani aslini alacaksiniz,
-boylece ne zulum ve haksizlik etmis ne de zulme ve haksizliga ugramis
olacaksiniz- Abbas Ibnu Abdi'l-Muttalib'in faizi haric. Zira onun
tamami mulgadir, terkedilmistir. Haberiniz olsun ki, cahiliye devrinden
kalan butun kanlar da terkedilmistir. (intikam pesine dusulmeyecek).
Ilga ettigim ilk cahiliye kani da el-Haris Ibnu Abdu'l-Muttalib'in
kanidir. Haris, Benu Leys'ten tuttugu bir sut anneye bebegini
emzirtiyordu. Cocugu Huzeyl adinda birisi (bir kavga sirasinda attigi
bir tasla kazaen) oldurmustu. Sakin ha, kadinlara da iyi muamele yapin.
Cunku onlar yaninizda esir durumundadir. Onlara iyi muamelenin disinda
(terketmek dovmek gibi) bir baska sey yapmak hakkina sahip degilsiniz.
Ancak acik bir cirkinlikte bulunulursa o haric. Cirkin is yapmalari
halinde, once yataklarini ayirin, (yine de devam edecek olurlarsa)
yaralamiyacak sekilde dovun. Bundan sonra itaat ederlerse, (onlarin
yaptigina ayirma-dovme gibi muamelelere) zulmen devam etmek icin bir
yol (bir bahane) aramayin. Bilin ki, sizin kadinlariniz uzerinde bazi
haklariniz var. Kadinlarinizin da sizler uzerinde bazi haklari vardir.
Kadinlariniz uzerindeki haklariniz istemediginiz kimselere yataginizi
cignetmemeleri, evlerinize hoslanmadiklarinizin girmesine izin
vermemeleridir. (Onlarin sizdeki haklari ise) yiyecek ve giyeceklerinde
iyi davranmanizdir.


Haberiniz olsun, seytan su beldenizde kendisine ebediyen
tapilmayacagini idrak etmistir. Fakat, sizin onemsemediginiz seylerde
ona itaat devam edecek, bunlar da onu memnun kilacak (menfi neticeler
hasil edecek)tir.


Tirmizi, Fiten 2, (2610); Tefsir 2, (3087); Muslim, Hacc, 194, (1218).



45 - Ibnu Omer (radiyallahu anh) anlatiyor: "Hz. Peygamber
(aleyhissalatu vesselam) Veda Hacci'nda sunu soylediler: " (Ey ahali)
hangi ayin hurmetce daha ileri oldugunu biliyor musunuz?" Halk: "Su
icinde bulundugumuz ay degil mi?" dedi. Resulullah (aleyhissalatu
vesselam): "Peki, hangi bolgenin hurmetce daha onde oldugunu biliyor
musunuz?" diye sordu. Halk: "Su yerler degil mi?" cevabini verdi.
Resulullah (aleyhissalatu vesselam) tekrar: "Pekala hangi gunun
hurmetce daha ustun oldugunu biliyor musunuz?" dedi. Halk: "Su icinde
bulundugumuz gun degil mi?" diye cevap verdi. Bunun uzerine Resulullah
(aleyhissalatu vesselam) sozlerine soyle devam etti: "Oyleyse bilin ki
Allah Teala, sizlere, mesru sebep disinda kanlarinizi, mallarinizi,
irzlarinizi haram kilmistir, tipki su beldede, su ayda, su gunumuzu
haram kildigi gibi." Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) bundan
sonra uc sefer tekrar ederek sordu: "Duydunuz mu, teblig ettim mi?"
Halk her defasinda "Evet" cevabini verdi.


Resulullah (aleyhissalatu vesselam) sozlerini soyle tamamladi: "Sakin
ha! Benden sonra tekrar kufre donup birbirinizin boyunlarini vurmaya
kalkmayin!"


Buhari, Hudud 9, Riyat 2, Hacc 132, Megazi 77, Fiten 8, Edeb 43;
Muslim, Iman 120 (66); Ebu Davud, Sunne 16, (4686). Metin Buhari'ye
aittir.



46 - Ebu Bekre Nufey'u'bnu'l-Haris es-Sakafi (radiyallahu anh)
anlatiyor: Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) soyle buyurdu:
"Zaman, done done Allah'in arz ve semavati yarattigi gundeki duzenini
tekrar buldu. Sene on iki aydir. Bunlardan dordu haram aydir. Haram
aylar da uc tanesi pes pese gelir: "Zul-kade, Zu'l-hicce ve Muharrem.
Bir de Cumadi ve Saban aylari arasinda yer alan Mudarlilar'in Receb'i."
Resulullah (aleyhissalatu vesselam) sordu:


"-Bu ay hangi aydir?" Biz: "Allah ve Resulu daha iyi bilir" dedik. Bir
muddet sustu. Biz ayin ismini degistirecek zannettik. Ancak sunu
soylediler:


"-Bu zi'l-hicce degil mi?"


"-Evet!" karsiligini verdik. Devam etti: "-Peki burasi neresidir?" Biz:
"-Allah ve Resulu daha iyi bilir" cevabini verdik. Yine sustu ve biz
bolgenin ismini degistirecek vehmine kapildik.


"-Burasi haram bolge degil mi?" dedi. "-Evet" dedik.


"-Icinde bulundugunuz gun nedir?" diye tekrar sordu, biz yine: "-Allah
ve Resulu daha iyi bilir" dedik. Tekrar sustu ve biz yine gunun ismini
degistirecek zannina dusmustuk ki: "-Kurban gunu degil mi?" dedi.


Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.dj-tnt.tr.gg
Admin
Admin
Admin
Admin


Erkek Mesaj Sayısı : 309
Yaş : 38
Nerden : eskişehir
İş/Hobiler : müzik
Lakap : DJ_TNT
Rep Puanı : 240368
Kayıt tarihi : 13/11/08

Kuranın Mucizeleri Empty
MesajKonu: Geri: Kuranın Mucizeleri   Kuranın Mucizeleri Icon_minitimePaz Haz. 14, 2009 1:59 am

"-Evet" cevabimiz uzerine sozune devam etti: "-Bilin ki, kanlariniz,
mallariniz ve irzlariniz birbirinize kesinlikle haramdir, tipki bu
yerde, bu ayda su gununuzun haram olmasi gibi. Rabbinize kavustugunuz
zaman sizi yaptiklarinizdan hesaba cekecek. Sakin benden sonra
birbirinizin boyunlarini vuran kafirler olmayin. Bu soylediklerimi
duyanlar, duymayanlara ulastirsinlar. Bazan soz kendisine ulastirilan
kimse, ulastirilan sozu, bizzat dinleyenden daha iyi beller."
Resulullah (aleyhissalatu vesselam) sonra sunu ekledi: " Teblig ettim
mi, teblig ettim mi?" uc defa tekrarladi.


"-Evet" cevabimiz uzerine:


"-Ya Rabbi sahid ol!" dedi. Buhari, Hacc 132, Edahi 5; Tefsir, Berae 8,
Bed'i'l-Halk 2, Fiten 8, Ilm 9; Muslim, Kasame 29, (1679); Ebu Davud,
Hac 63, (1947).


Muslim'in rivayetinde su ziyade var: "Sonra Hz. Peygamber
(aleyhissalatu vesselam) beyazi galebe calan alaca iki koyuna yoneldi
ve onlari kesti. Sonra da koyunun bir parcasini alip aramizda taksim
etti."


Rezin, rivayetin arasina sunu ilave eder: "Uc sey vardir, bir mu'minin
kalbi onlara karsi ebediyen ihanet etmez; ameli sirf Allah icin yapmak,
idareyi elinde tutana karsi hayirhah olmak, Muslumanlarin cemaatine
katilmak, cunku onlarin dualari cemaate dahil olanlarin hepsini icine
alir." Ibnu'l-Esir: "Bu ziyadeyi ana kitaplarda (Kutub-i Sitte)
gormedim" der.


Bu ziyadenin manasi sudur: Bu uc seyde kalbler huzura kavusur. Kim
bunlara yapisir, riayet ederse, kalbi hiyanet, hile ve ser gibi manevi
kirlerden temiz kalir.



47 - Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor; Hz. Peygamber
(aleyhissalatu vesselam): "Her cocuk fitrat uzerine dogar" buyurdu ve
sonra da "Su ayeti okuyun" dedi: "Allah'in yaratilista verdigi
fitrat..." (Rum; 30). Sonra Resulullah (aleyhissalatu vesselam) sozunu
soyle tamamladi: "Cocugu anne ve babasi Yahudilestirir veya
Hiristiyanlastirir veya Mecusilestirir. Tipki hayvanin dogurunca,
azalari tam olarak yavru dogurmasi gibi. Siz kesmezden once, kulagi
kesik olarak dogmus hayvana rastlar misiniz?" Dinleyenler: "Ey Allah'in
Resulu, kucukken olenler hakkinda ne dersiniz (cennetlik mi,
cehennemlik mi?) diye sordular. Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)
su cevabi verdi: "(Yasasalardi) nasil bir amel isleyeceklerdi Allah
daha iyi bilir."


Buhari, Cenaiz 80, 93; Muslim, Kader 22, (2658); Muvatta, Cenaiz. 52,
(1, 241); Tirmizi, Kader 5, (2139); Ebu Davud, Sunnet 18, (4714).


Bir baska rivayette: "Dogan hicbir cocuk yoktur ki, konusmaya baslayincaya kadar su din uzere olmasin" buyurulmustur.

IMAN VE ISLAM'A GIREN MUTEFERRIK HADISLER


48 - Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: Hz. Peygamber
(aleyhissalatu vesselam) buyurdu ki: "Mu'min, mutemadiyen ruzgarin
egici tesirine maruz bir bitkiye benzer. Mu'min, devamli belalarla
basbasadir. Munafigin misali de cam agacidir. Kesilip kaldirilincaya
kadar hic irgalanmaz."


Buhari, Marda 1; Tirmizi, Emsal 4, (2870); Muslim, Sifatu'l-Munafikun 58, (2809).




49 - Ibnu Omer (radiyallahu anh) anlatiyor: Hz. Peygamber
(aleyhissalatu vesselam) soyle buyurmustu: "Mu'min, yapragini hic
dokmeyen yesil bir agaca benzer." Halk falanca agac, fismekanca agac
diye tahminde bulundular, (fakat isabet ettiremediler). Ben, "Bu, hurma
agacidir" demek istedim, ancak (yasim kucuk oldugu icin) utandim. Sonra
Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam): Bu hurma agacidir" diyerek
acikladi."


Buhari, Ilm 4, Edeb 79; Muslim, Sifatu'l-Munafikun 64, (2811).



50 - Nevvas Ibnu Sem'an (radiyallahu anh) anlatiyor: Hz. Peygamber
(aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Allah, bize iki tarafinda iki
ev bulunan bir dogru yolu misal veriyor. -Bir rivayette iki ev degil
"Iki sur" denmistir- Bu evlerin acik olan kapilari vardir. Kapilarin
uzerine de perdeler cekilmistir. Biri yolun basinda, biri de onun
yukarisinda durmus iki davetci (gelip gecenlere) su daveti okuyorlar:
"Allah cennete cagirir, diledigini dogru yola eristirir" (Yunus, 25).


Yolun iki yakasindaki kapilar ise Allah'in hududu (yani yasaklari)dur.
Hic kimse perdeyi acmadan bu yasaklara dusmez. Kisinin yukarisindaki
davetci, Rabbisinin vaiz'idir"


Tirmizi, Emsal 1 (2863).


Rezin, bu temsili, Ibnu Mes'ud tarafindan rivayet edilen bir hadisle
aciklar: Dogru yol; "Islam'dir, kapilar; Allah'in haramlaridir,
perdeler; Allah'in hudududur (yasaklar); yolun basindaki davetci;
Kur'an-i Kerim'dir. Bunun yukarisindaki davetci; her mu'minin kalbinde
yerlestirilmis olan (bazan vicdan, bazan sag duyu diye ifade edilen)
hakkaniyet duygusu -ki, buna bazi hadislerde lumme-i melekiye de
denmistir- vaizullah'tir."
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.dj-tnt.tr.gg
Admin
Admin
Admin
Admin


Erkek Mesaj Sayısı : 309
Yaş : 38
Nerden : eskişehir
İş/Hobiler : müzik
Lakap : DJ_TNT
Rep Puanı : 240368
Kayıt tarihi : 13/11/08

Kuranın Mucizeleri Empty
MesajKonu: Geri: Kuranın Mucizeleri   Kuranın Mucizeleri Icon_minitimePaz Haz. 14, 2009 2:01 am

51 - Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: Hz. Peygamber
(aleyhissalatu vesselam) soyle buyurdu: "Islam garib olarak basladi,
tekrar basladigi gibi garib hale donecektir. Gariblere ne mutlu!"


Muslim, Imam 232, (145) Tirmizi, Iman 13 (2631).



KUR'AN VE HADISE UYMAYA DAIR



52 - Imam Malik'e ulastigina gore, Hz. Peygamber (aleyhissalatu
vesselam) sunu soylemistir: "Size iki sey birakiyorum. Bunlara
uydugunuz muddetce asla sapitmayacaksiniz: Allah'in Kitab'i ve
Resulunun sunneti".


Muvatta, Kader 3, (2, 899).



53 - Yezid Ibnu Erkam (radiyallahu anh) anlatiyor: Hz. Peygamber
(aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: " Size, uydugunuz takdirde
benden sonra asla sapitmayacaginiz iki sey birakiyorum. Bunlardan biri
digerinden daha buyuktur. Bu, Allah'in Kitabi'dir. Semadan arza
uzatilmis bir ip durumundadir. (Digeri de) kendi neslim, Ehl-i
Beytim'dir. Bu iki sey, cennette Kevser havuzunun basinda bana gelip
(hakkinizda bilgi verinceye kadar) birbirlerinden ayrilmayacaklardir.
Oyleyse bunlar hakkinda, ardimdan bana nasil bir halef olacaginizi siz
dusunun"


Tirmizi, Menakib 77, (3790).



54 - Irbaz Ibnu Sariye (radiyallahu anh) dedi ki: "Bir gun Resulullah
(aleyhissalatu vesselam) bize namaz kildirdi. Sonra yuzunu cemaate
cevirerek cok belig, cok manidar bir vaazda bulundu. Oyle ki
dinleyenlerin gozleri yasla, kalpleri de heyecanla doldu. Cemaatten
biri: "Ey Allah'in Resulu, sanki bu, bir veda konusmasidir, bize ne
tavsiye ediyorsunuz?" dedi. "Size, buyurdu, Allah'a karsi takvada
bulunmanizi, basinizda Habesli bir kole olsa bile emirlerini dinleyip
itaat etmenizi tavsiye ederim. Zira, sizden hayatta kalanlar benden
sonra nice ihtilaflar gorecek. Oyle ise size sunnetimi ve hidayet uzere
olan Hulefa-i Rasidin'in sunnetini hatirlatirim, bunlara uyun ve dort
elle sarilin. Sonradan cikarilan seylere karsi da son derece dikkatli
ve uyanik olun. Zira (sunnette bulunana zit olarak) her yeni cikarilan
sey bir bid'attir, her bid'at de dalalettir, sapikliktir."


Tirmizi, Ilim 16, (2678); Ebu Davud, Sunne 6, (4607).



55 - Mikdam Ibnu Ma'dikerib (radiyallahu anh) anlatiyor: Resulullah
(aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Haberiniz olsun, rahat
koltugunda otururken kendisine benim bir hadisim ulastigi zaman
kisinin: "Bizimle sizin aranizda Allah'in kitabi vardir. Onda nelere
helal denmisse onlari helal biliriz. Nelere de haram denmisse onlari
haram addederiz" diyecegi zaman yakindir. Bilin ki, Resulullah
(aleyhissalatu vesselam)'in haram kildiklari da tipki Allah'in haram
ettikleri gibidir"


Ebu Davud, Sunne, 6, (4604); Tirmizi, Ilm 60, (2666); Ibnu Mace, Mukaddime 2, (12).


Ebu Davud'un rivayetinin bas kisminda su ziyade vardir: "Haberiniz
olsun, bana Kitap ve bir o kadar da (sunnet) verildi." Rivayetin gerisi
yukaridaki manada devam eder.


Ebu Davud'un rivayetinin sonunda su ziyade de mevcuttur: "Haberiniz
olsun (Kur'an'da zikri gecmiyen) ehli esegin eti de size helal
degildir, vahsi hayvanlardan parcalayici disi (kopek disi) olanlar,
keza muahedeli olanlarin yitikleri de haramdir. Ancak esya sahibi,
ihtiyaci olmadigi icin, kasden terketmisse o mustesna. Bir kimse bir
kavme ugradigi zaman, ona ikram etmek, o kavme vazife olur. Sayet ikram
etmezlerse, o kimse, hak ettigi ikramin mislince onlari cezalandirir."



56 - Ebu Musa Abdullah Ibnu Kays el-Es'ari (radiyallahu anh) anlatiyor:
"Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) soyle buyurdular: "Allah'in
benimle gonderdigi ilim ve hidayetin misali, bir araziye dusen yagmur
gibidir. (Bilindigi uzere), bazi araziler var, tabiati guzeldir, suyu
kabul eder, bol bitki ve ot yetistirir. Bir kisim arazi var, munbit
degildir, ot bitirmez, ama suyu tutar. Onun tuttugu su ile Cenab-i Hakk
insanlari yararlandirir: Bu sudan kendileri icerler, hayvanlarini
sularlar ve ziraat yaparlar. Diger bir araziye daha isabet eder ki, bu
ne su tutar ne ot bitirir.


Bu temsilin biri Allah'in dininde ilim sahibi kilinana delalet eder,
boylesini Allah benimle gondermis oldugu hidayetten yararlandirir; yani
hem ogrenir, hem ogretir. Temsilden biri de, buna iltifat etmeyen
Allah'in benimle gonderdigi hidayeti hic kabul etmeyen kimseye delalet
eder".


Buhari, Ilm 20; Muslim, Fedail 15 (2282).



57 - Yine ayni sahabe (Ebu Musa) (radiyallahu anh) anlatiyor: "Hz.
Peygamber (aleyhissalatu vesselam) buyurdu ki: "Benim misalimle Cenab-i
Hakk'in benimle gondermis bulundugu seyin misali su adamin misali
gibidir: "Bir adam kendi kavmine gelip: "Ben gozlerimle dusman ordusunu
gordum, tehlikeyi haber veriyorum, tedbir alin!" der. Kavminden bir
kismi tavsiyesine uyup, geceleyin, telasa dusmeden oradan uzaklasir.
Bir kismi da bu haberciyi yalanlar ve yerinden ayrilmaz. Ancak
sabahleyin ordu onlari yakalar ve imha eder. Iste bu temsil bana itaat
edip getirdiklerime uyanlarla, bana isyan edip Cenab-i Hakk'tan
getirdiklerimi tekzip edip yalanlayanlari gostermektedir."


Buhari, Rikak 26; Muslim, Fezail 15, (2283).



58 - Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Hz. Peygamber
(aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: " Benim misalimle sizin
misaliniz, su temsile benzer: Bir adam var ates yakmis. Ates etrafi
aydinlatinca, pervaneler (gece kelebekleri) ve aydinligi seven bir
kisim hayvanlar bu atese kendilerini atmaya baslarlar. Adamcagiz onlari
kurtarmaya (mani olmaya) calisir. Ancak hayvanlar galebe calarak
coklukla atese atilirlar. Ben (tipki o adam gibi) atese dusmemeniz icin
belinizden yakaliyorum, ancak siz atese atese kosuyorsunuz"


Buhari, Rikak 26, Enbiya 40; Muslim, Fezail 17, (2284); Tirmizi, Emsal 7, (2877).



59 - Ibnu Mes'ud (radiyallahu anh)'un soyle buyurdugu rivayet
edilmistir: "Muhakkak ki, en guzel soz Allah'in kitabidir. En guzel yol
da Muhammed (aleyhissalatu vesselam)'in yoludur. Islerin en kotusu de
dine aykiri olarak sonradan cikarilanidir. Size vadedilen mutlaka
yerine gelecektir. Siz Allah'i aciz birakamazsiniz."


Buhari, I'tisam 2, Edeb 70.



60 - Hz. Aise (radiyallahu anha) validemiz anlatiyor: Hz. Peygamber
(aleyhissalatu vesselam) buyurdu ki: "Kim su dine uymayan bir sey
uyduracak olursa, bu merduddur kabul edilmez"


Buhari, I'tisam 5, Buyu 60, Sulh 5; Muslim, Akdiye 18 (1718); Ebu Davud, Sunnet 6, (4606).


Bir rivayette de soyle denmektedir: "Bizim sunnetimize uymayan bir amel isleyenin yaptigi amel de merduddur."



61 - Ebu Zerr (radiyallahu anh) anlatiyor: Resulullah (aleyhissalatu
vesselam) soyle buyurdular: "Kim cemaat'(imiz)den bir karis uzaklasirsa
(kendini dine baglayan) Islam bagini boynundan cikarip atmis olur"


Ebu Davud, Sunne 30, (4758); Tirmizi, Emsal 3, (2867).



62 - Hz. Ali (radiyallahu anh) soyle demistir: "Daha once hukmettiginiz
sekilde hukmedin. Zira ben (kargasaya, nizaya goturecek) muhalefeti
sevmem, ta ki halk tek bir cemaat teskil etsinler veya arkadaslarimin
oldugu gibi ben de oleyim."Ibnu Sirin merhum, Hz. Ali (radiyallahu
anh)'den yapilan rivayetlerin cogunun uydurma ve yalan oldugu gorusunde
idi.


Buhari, Fedailu'l-Ashab 9.



63 - Enes (radiyallahu anh) soyle der: "Hz. Peygamber (aleyhissalatu
vesselam) devrinde mevcut olan seylerden (kelime-i sehadet disinda)
hicbirini artik goremiyorum." Kendisine "namazi da mi?" diye itiraz
edilince: "Namaza da ne yaptiginizi bilmiyor musunuz, (ogleyi aksama
yakin kilmadiniz mi)?" cevabini verir.


Buhari, Mevakit 7; Tirmizi, Kiyamet 17, (2449).



64 - Ebu Hureyre (radiyallahu anh)'den rivayet edildigine gore bir gun
kendisi carsiya ugrar ve: "Mescidde Resulullah (aleyhissalatu
vesselam)'in mirasi taksim edilirken ben sizleri burada goruyorum (Bu
ne bicim is, siz de kosun) buyurur. Herkes mescide kosusur, bir sey
goremeyince: "Taksim edilen bir sey goremedik, sadece bazilari Kur'an
okuyordu" derler. O cevabi yapistirir. "Iyi ya, Resulullah
(aleyhissalatu vesselam)'in mirasi zaten bu degil mi?"


Heysemi, Mecma'u'z-Zevaid'de, Taberani'nin el-Mu'ce'mu'l-Evsat'indan nakleder (1, 123, 124).



65 - Ibnu Mes'ud (radiyallahu anh)'dan rivayet edildigine gore, soyle
buyurmustur. "Bir yol takip etmek isteyen, bu yolu, olmus olanlarin
yolundan secsin. Zira hayatta olanlarin fitnesinden emin olunamaz.
Olmus olanlar ise Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'in
Ashabidirlar. Onlar bu ummetin en efdalidir. Kalpce en temizleri,
ilimce en derinleri, amelce en ihlaslilari yine onlardir. Allah, Hz.
Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'in sohbeti ve dininin yerlesmesi
icin onlari secmistir. Oyleyse sizler onlarin ustunlugunu idrak edin,
onlarin yolundan gidin, elinizden geldikce onlarin ahlakini ve yasayis
tarzlarini kendinize ornek kilin. Zira onlar en dogru yolda idiler."


Ibnu Abdilberr, Cami'ul-Beyani'l-Ilm ve Fadlihi'de kaydetmistir 2,9.



66 - Ibnu Abbas (radiyallahu anh)'dan rivayet edildigine gore soyle
buyurmustur: "Kim Allah'in Kitabini ogrenir ve sonra da onda
bulunanlara uyarsa, Allah onu, dunyada dalaletten cikarip dogru yola
sevkeder, ahirette de kotu hesabtan korur."



67 - Omer Ibnu'l-Hattab (radiyallahu anh)'dan rivayet edilir ki, soyle
buyurmustur; "Gecesi gunduz gibi olan cok aydinlik bir seriat uzere
terkedildiniz. Coldeki bedevilerin ve mahalle mekteplerindeki
cocuklarin dini uzere olun. (Ayet ve hadisten ogretilenleri oldugu gibi
takib edin, kendinizden katip karistirmadan taklid edin.)


Bunun benzeri merfu olarak Ahmed Ibnu Hanbel (Musned 4, 126) ve Ibnu Mace (Sunen, Mukaddime 6, (43) ) rivayet etmislerdir.



68 - Hz. Ali (radiyallahu anh) soyle buyurmustur: "Sizler genis bir
caddeye birakildiniz. Bu, uzerinde Ummu'l-Kitap olan (yani Allah'in
kesin hukumlu ayetleriyle istikameti tesbit edilmis) bir yoldur."


(Ashab'in buyuklerine ait son bes rivayeti Rezin merhum tahric etmistir).



AMELDE ITIDAL



69 - Hz. Enes (radiyallahu anh) anlatiyor: Hz. Peygamber (aleyhissalatu
vesselam)'in zevce-i paklerinin hane-i saadetlerine bir gurub erkek
gelerek Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in (evdeki) ibadetinden
sordular. Kendilerine sorduklari husus aciklaninca sanki bunu az
bularak: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) kim, biz kimiz? Allah
O'nun gecmis ve gelecek butun gunahlarini affetmistir (bu sebeple O'na
az ibadet de yeter) dediler. Iclerinden biri: "Ben artik hayatim
boyunca her gece namaz kilacagim" dedi. Ikincisi: "Ben de hayatimca hep
oruc tutacagim, hic bir gun terketmeyecegim" dedi. Ucuncusu de:
"Kadinlari ebediyen terkedip, onlara hic temas etmeyecegim" dedi.
(Bilahere durumdan haberdar olan) Hz. Peygamber (aleyhissalatu
vesselam) onlari bularak: "Sizler boyle boyle soylemissiniz. Halbuki
Allah'a yemin olsun Allah'tan en cok korkaniniz ve yasaklarindan en
ziyade kacinaniniz benim. Fakat buna ragmen, bazan oruc tutar, bazan
yerim: namaz kilarim, uyurum da; kadinlarla beraber de olurum. (Benim
sunnetim budur), kim sunnetimi begenmezse benden degildir" buyurdu.


Buhari, Nikah 1; Muslim, Nikah 5, (1401); Nesai, Nikah 4, (6,60).


Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.dj-tnt.tr.gg
Admin
Admin
Admin
Admin


Erkek Mesaj Sayısı : 309
Yaş : 38
Nerden : eskişehir
İş/Hobiler : müzik
Lakap : DJ_TNT
Rep Puanı : 240368
Kayıt tarihi : 13/11/08

Kuranın Mucizeleri Empty
MesajKonu: Geri: Kuranın Mucizeleri   Kuranın Mucizeleri Icon_minitimePaz Haz. 14, 2009 2:02 am

70 - Hz. Aise (radiyallahu anha) anlatiyor: Hz. Peygamber
(aleyhissalatu vesselam), ruhsat ifade eden bir amelde bulunmustu.
Bazilarinin bundan kacindiklarini isitti. Bunun uzerine Resulullah
(aleyhissalatu vesselam) bir hutbe okudu: Adeti vechile Cenab-i Hakk'a
hamd ve senada bulunduktan sonra soyle buyurdu: "Allah icin soyleyin,
bazilari benim yaptigim seyi begenmeyip, kaciniyorlarmis, dogru mudur
bu? Allah'a yeminle soyluyorum, ben Allah'i onlardan cok daha iyi
biliyorum. Allah'tan duydugum korku da onlarin duyduklarindan cok daha
fazladir."

Buhari, I'tisam 5, Edeb 72; Muslim, Fedail 127, (2356).


71 - Yine Hz. Aise (radiyallahu anha) anlatiyor: Resulullah
(aleyhissalatu vesselam) bunun uzerine soyle buyurdu: "Bil ki, ben, hem
uyurum, hem namaz kilarim; oruc da tutarim, kadinlarla evlenirim de, Ey
Osman, Allah'tan kork, zira ehlinin senin uzerinde hakki var, misafirin
senin uzerinde hakki var, nefsinin senin uzerinde hakki var. Oyle ise
bazan oruc tut, bazan ye. Namaz da kil, uykunu da al"

Ebu Davud, Salat 317 (1369).

Rezin merhum, sunu ilave ediyor: Osman (radiyallahu anh) butun gece
namaz kilmak, gunduzleri de hep oruc tutmak, kadinlarla da hic nikah
yapmamak uzere yemin etmisti. Osman Resulullah (aleyhissalatu
vesselam)'a yemininden sordu. Bunun uzerine meali su olan ayet nazil
oldu: "Allah sizi rastgele yeminlerinizden (lagv) dolayi degil, fakat
kalplerinizin kasdettigi yeminden dolayi sorumlu tutar" (Bakara, 225).


72 - Abdullah Ibnu Amr Ibni'l-As (radiyallahu anh) anlatiyor. Hz.
Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'e benim "Hayatta kaldigim muddetce
vallahi gunduzleri oruc tutacagim geceleri de namaz kilacagim" dedigim
haber verilmis. Beni cagirtarak: "Sen boyle boyle soylemissin dogru
mu?" dedi. "Annem babam sana feda olsun, evet boyle soyledim ey
Allah'in Resulu" dedim. "Iyi ama, dedi, sen buna guc yetiremezsin,
bazan oruc tut, bazan ye; gece kalk, uyu da. Ayda uc gun tut (bu
yeter), zira hayirli isleri Allah on misliyle kabul ederek ucret
veriyor. Bu uc gun, aynen yil orucu yerine gecer" buyurdu. Ben:
"Soylediginizden daha fazlasina guc yetiririm" dedim. "Oyleyse, dedi,
bir gun oruc tut, iki gun ye" Ben tekrar "Bundan baskasina da guc
yetiririm" dedim. "Oyleyse, dedi, bir gun tut, bir gun ye. Bu Hz. Davud
aleyhisselam'in orucudur. Bu en kiymetli oructur -veya en efdal
oructur.-" Ben yine: "Ben bundan daha fazlasina guc yetiririm" dedim.
Resulullah (aleyhissalatu vesselam): "Bundan efdali yoktur" buyurdu.

Buhari, Savm 54, 55, 56, 57, 58,59, Teheccuk 7, 19, Enbiya 37,
Fedailu'l-kur'an 34, Nikah 89, Edeb 84, Isti'zan 38; Muslim, Siyam
181-194, (1159); Ebu Davud, Siyam 53, (2425); Nesai, Siyam 76, (4,
209-210); Tirmizi, Savm 57, (770).

Bir baska rivayette soyle gelmistir: "Bana haber verildigine gore sen
yil orucu tutuyor, her gece de "Kur'an'i (hatmen) okuyormussun, dogru
mu?" dedi. Ben: "Evet ey Allah'in Resulu, dogrudur, ancak bunda
maksadim sadece hayirdir" dedim." Rivayette konusma soyle devam eder:
"Resulullah (aleyhissalatu vesselam) bana:

"-Kur'an'i ayda bir kere oku" dedi. Ben: "-Daha fazlasina da guc
getirebilirim" dedim. "-Oyleyse her gun gunde bir kere oku" dedi. Ben
tekrar: "-Bundan fazlasina da guc getirebilirim" dedim.

"-Oyleyse, buyurdu, her yedi gecede bir kere oku, daha asagi dusme"
dedi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) bana sunu da soyledi:

"-Bilmezsin, belki uzun bir omrun olur (yasliliginda ahdi yerine
getiremezsin)". Abdullah der ki: Ben nefsime siddetli davrandikca,
(bundan vazgecmem icin) bana da siddet gosterildi. Ihtiyarladigim
zaman, Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in tanidigi ruhsati kabul
etmis olmayi temenni ettim."

Bir baska rivayet de buna benzer, ancak su ziyade var: "Bunu yaparsan
gozun (uykusuzluktan) ferini kaybeder, nefsin de yorulur. Devamli
tutulan oruc, oruc sayilmaz."

Rivayette: "Davud aleyhisselamin orucunu tut: O, bir gun tutar bir gun
yerdi. Dusmanla karsilasinca da gucu kuvveti yerinde oldugu icin
kacmazdi" ziyadesi de var.

Bir baska rivayette: "Allah'a en hos gelen oruc, Hz. Davud
(aleyhisselam)'un namazidir. O, gecenin yarisini uyur, ucte birini
kalkar, altida birini uyurdu. Bir gun oruc tutar, bir gun yerdi"
buyrulmustur.


73 - Hz. Aise (radiyallahu anha) sunu anlatir: Hz. Peygamber
(aleyhissalatu vesselam)'in bir hasiri vardi, geceleri perde yapip
gerisinde namaz kilardi, gunduzleri de yayip uzerine otururdu. Halk da
Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in yanina donep (gelip) aynen onun
gibi namaz kilmaya basladilar. Sayi gittikce artti. Bunun uzerine
Resulullah (aleyhissalatu vesselam) onlara yonelerek sunu soyledi: "Ey
insanlar, takat getireceginiz isleri yapin. Zira siz (dua etmekten)
usanmadikca Allah da sevap yazmaktan usanmaz. Allah'a en hos gelen
amel, az da olsa devamli olanidir." Ravi der ki: Muhammed
(aleyhissalatu vesselam)'in ailesi bir is yapinca onu sabit kilardi
(artik terketmez devamli yapardi).
Buhari, Iman 16, Ezan 81, Rikak 18; Muslim, Salat 283, (782); Muvatta,
Salatu'l-Leyl 4, (1, 118); Nesai, Kiyamu'l-Leyl 1 (3, 218); Ebu Davud,
Salat 317, (1368).

Buhari'nin Ebu Hureyre (radiyallahu anh)'den yaptigi bir rivayette:
"Orta yolu tutun, guzele yakin olani arayin, sabah vaktinde, aksam
vaktinde, bir miktar da gecenin son kisminda yuruyun (ibadet edin),
agir agir hedefe varabilirsiniz. Unutmayin ki sizden hic kimseye,
yaptigi amel, cenneti kazandirmayacaktir" buyurdu. "Sen de mi (amelinle
cennete gidemiyeceksin) ey Allah'in Resulu?" dediler. "Evet, ben de,
dedi, Allah affi ve rahmeti ile muamele etmezse ben de!"

(Buhari, Rikak 1

Buhari ve Nesai'de gelen bir baska rivayette: "Bu din kolayliktir.
Kimse (asiri gayretle) dini gecmeye calismasin, (basa cikamaz, yine de
yapamadigi eksiklikleri kalir ve) galebiyet dinde kalir" buyrulmustur.

(Buhari, Iman 29).


74 - Hz. Enes (radiyallahu anh) anlatiyor: Resulullah (aleyhissalatu
vesselam) soyle buyurdu: "Kolaylastirin, zorlastirmayin ve mujdeleyin."
Bir rivayette de: "...Isindirin, nefret ettirmeyin..." buyrulmustur.

Buhari, Ilm 12, Edeb 80; Muslim, Cihad 6, 7,(1732-1733).


75 - Sehl Ibnu Ebi Umame (radiyallahu anh)'nin anlattigina gore, Sehl
ve babasi beraberce Hz. Enes (radiyallahu anh)'in yanina girerler.
Enes'i yolcu namazi kiliyormuscasina cok hafif bir namaz kiliyor
bulurlar. Selam verip namazdan cikinca: "Allah sana magfiret buyursun
bu kildigin namaz farz mi yoksa nafile miydi? dedik. "Farz namazdi. Bu
(eksiksiz). Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'in namaz tarzidir.
Bilerek hic bir degisiklik de yapmadim" dedi ve ilave etti: Resulullah
(aleyhissalatu vesselam) buyurdu ki:

"(Yil orucu, her gece teheccut, kadinlari terk gibi kararlarla)
kendinize zorluk cikarmayin, zorluga ugrarsiniz. Zira (gecmiste) bir
kavim (bir kisim zahmetli islere azmederek) kendisini zora atti. Allah
Da zorluklarini artirdi. Manastir ve kiliselerdekiler bunlarin
bekayasidir. "Onlar, uzerlerine, bizim farz kilmadigimiz, fakat, guya
Allah'in rizasini kazanmak icin kendilerinin koyduklari ruhbaniyete
bile geregi gibi riayet etmediler" (Hadid, 27).

Ebu Davud, Edeb 52, (4904)


76 - Enes (radiyallahu anh) buyurdu ki: "Hz. Peygamber (aleyhissalatu
vesselam) mescide girmisti ki, iki direk arasina gerilmis bir ip gordu.
"Bu da ne?" diye sordu. Bu, Zeyneb (radiyallahu anh)'in ipidir, namaz
kilarken uykusu gelince buna takiliyor (ip onun dusmesini onluyor)"
dediler. Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam):"Hayir (olmaz oyle sey)
cozun ipi. Sevkiniz varken namaz kilin, uykunuz gelince de yatin"
emretti.

Buhari, Teheccud 18; Muslim, Musafirin 219, (784); Ebu Davud, Salat, 308, (1312); Nesai, Kiyamu'l-Leyl 17, (3, 218).


77 - Hz. Aise (radiyallahu anha) diyor ki: "Yanimda BeniEsed
kabilesinden bir kadin vardi. Bu sirada Hz. Peygamber (aleyhissalatu
vesselam) iceri girdi ve: "Bu kimdir?" buyurdu. "Falancadir, geceleri
hic uyumaz, (ibadet yapar)" dedim. Resulullah (aleyhissalatu vesselam):
"Sus, yeter! Size, takat getirebileceginiz amel yarasir. Siz (ibadet
yapmaktan) usanmadikca, Allah da (sevab vermekten) usanmaz. Allah'a en
hos gelen dini amel, kisinin devamli olarak yaptigi ameldir" buyurdu.

Buhari, Iman 32, Teheccud 18; Muslim, Salatu'l-Musafirin 2220-221
(785); Muvatta, Salatu'l-Leyl 4, (1, 118); Nesai, Salatu'l-Leyl 17 (3,
218).


78 - Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Hz. Peygamber
(aleyhissalatu vesselam) buyurdu ki: "Her seyin bir sevki vardir. Her
sevkin de bittigi bir zaman vardir. (Yapacagi ise karsi bu sevki) duyan
kisi isini yaparken mutedil hareket eder ve bu itidali devam ettirirse,
muvaffak olacagini umid edin, (cunku bu sekilde takibine devam
edebilir). Sayet (asiriliga duserek dikkat cekmis ve) parmakla
gosterilecek hale gelmisse ona itibar edip (salihlerden) saymayin"

Tirmizi, Kiyamet 21, (2455).


79 - Ebu Cuheyfe (radiyallahu anh) anlatiyor: Resulullah (aleyhissalatu
vesselam) Selman'la Ebu'd-Derda (radiyallahu anhuma)'yi kardeslemisti.
Selman bir defasinda Ebu'd-Derda'yi ziyaret etti. Evde, Ebu'd-Derda'nin
hanimini dusuk bir kiyafet icinde buldu. "Bu halin ne?" diye sordu,
kadin: "Kardesiniz, Ebu'd-Derda'nin dunya ile alakasi kalmadi" diye
acikladi.
Ebu'd-Derda geldi ve Selman (radiyallahu anh)'a yemek getirerek:
"Buyur, ye!" dedi ve ilave etti: "Ben orucum!". Selman: "Hayir sen
yemezsen ben de yemem" dedi. Beraber yediler. Aksam olunca Ebu'd-Derda
(Selman'dan gece namazi icin musaade istediyse de, Selman: "Uyu" dedi.
Beraber uyudular. Bir muddet sonra Ebu'd-Derda namaza kalkmak istedi.
Selman tekrar: "Uyu!" dedi. Uyudular. Gecenin sonuna dogru Selman
"Simdi kalk!" dedi. Kalkip beraber namaz kildilar. Sonra Selman su
nasihatta bulundu: "Senin uzerinde Rabbinin hakki var, nefsinin hakki
var, ehlinin de hakki var. Her hak sahibine hakkini ver." Ertesi gun
Ebu'd-Derda, durumu Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'e anlatti.
Resulullah (aleyhissalatu vesselam) "Selman dogru soylemis" buyurdu.


Buhari, Edeb 86, Savm 51, Teheccud 15; Tirmizi, Zuhd 64 (2415).




80 - Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'in katibi Hanzala Ibnu'r-Rebi el-Esedi (radiyallahu anh) anlatiyor:


Birgun Hz. Ebu Bekir (radiyallahu anh)'la karsilastik. Bana:


"-Nasilsin?" diye sordu.


"-Hanzala munafik oldu"dedim.


"-Subhanallah, sen neler soyluyorsun?" diye sasirdi. Ben acikladim.


"-Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'in huzurunda oldugumuz sirada
bize cennet ve cehennemden soz edilir, sanki gozlerimizle gormus gibi
oluruz. Oradan ayrilip coluk cocugumuza, bag bahcemize karisinca
coklukla unutup gidiyoruz". Hz. Ebu Bekir (radiyallahu anh) de:


"-Allah'a yemin olsun ben de ayni seyi hissediyorum" dedi. Beraberce
Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'e gittik ve bu durumu actik.
Bize:


"-Nefsimi kudret elinde tutan Zat-i Zulcelal'e kasem olsun siz, benim
yanimdaki hali disarda da devam etirip (cennet ve cehennemi) hatirlama
isini koruyabilseniz melekler sizinle yataklarinizda, yollarda musafaha
ederdi. Fakat ey Hanzala, bazan oyle bazan boyle olmasi normaldir
(munafiklik degildir)" dedi ve (son cumleyi uc kere tekrarladi."


Muslim, Tevbe 12, (2750); Tirmizi, Kiyamet 60, (2516).
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.dj-tnt.tr.gg
 
Kuranın Mucizeleri
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
TNT Forum Ana Sayfa :: Kurtuluş Yolu İslamiyet :: İslamiyet Genel-
Buraya geçin: